Yıllardır beraber olduğu adam tarafından aldatılmış, 20’li yaşların sonuna gelmiş bir öğretmen denilince kafada biraz sıkıcı ve bezgin bir imaj canlanabilir ama söz konusu New Girl dizisinin başkarakteri olunca işler çok farklı. Neden mi? Çünkü it’s Jess.
Zooey Deschanel’in hayat verdiği Jess Day karakteri komik, eğlenceli, durduk yere şarkılar söyleyen, enerjik, deli dolu bir karakter. Zooey tarafından canlandırıldığı için ayrıca nasıl şirin ve tatlı olduğunun belirtilmesine ise pek gerek yok sanırım. Tüm bu özelliklerinin dışında bir mühim özelliği daha var Jess’in, o da harika bir stile sahip oluşu.
Zooey Deschanel gibi her şeyi kendine yakıştırmayı başarabilen bir isimle zaten 1-0 önde başlıyor New Girl’ün kostüm tasarımcısı Debra McGuire. Ama kendisi de elindeki hammaddenin kıymetini biliyor, onu harika bir şekilde işliyor ve ortaya izlemesi müthiş keyifli, takip edilesi bir stil çıkartıyor.
Jess’in stilinde ilk göze çarpan özellik renkler ve bu renklerin kullanımı oluyor. Birbirine kontrast birçok renk bir arada, ama asla gözleri yormadan kullanılıyor. Debra McGuire bu renk cümbüşünü Crayola kalemlerine benzetiyor ve ekliyor: “Jess’in stili genç, feminen, eğlenceli ve oyuncu. Ayrıca içinde seksilik de var ama bunu asla gözünüze sokmuyor.”
Jess’in gardırobunun olmazsa olmaz parçaları 50’li yıllara gönderme yapan elbiseler, puantiyeler, rengarenk babetler, kitten heels dediğimiz minik topuklu ayakkabılar, saç bantları ve kemerler. Çok ünlü tasarımcılardan da giyiniyor, H&M ve Forever21 gibi markalardan da. Vintage parçalar ise favorileri. Söz konusu ayakkabı olunca da en çok Chromatic Gallerie’yi seviyor.
Debra McGuire “O saçları, o gözleri, o yüzü… Üzerine ne geçirse ışıldıyor” diyor Zooey için. Haklı. Jess de bunun harika bir kanıtı. Renkleri karıştırmaktan korkanlar, lady like stilinde kendisine örnek alacak birini arayanlar günde bir doz almalı.
Fotolar: Tvdea, Zimbio, WWZDW