4 Ağustos 2009 Salı

Modada Vampir Etkisi

Moda dünyası feci şekilde vampir furyasından etkilenmiş durumda. Saçtan makyaja, kıyafetten aksesuara kadar her şeyde etkisini görmek mümkün. Ten renkleri beyazlaşıyor, dudaklar kırmızılaşıyor, kırmızı ve siyah renk bolca kullanılıyor, ifadeler donuklaşıyor. Hatta kontakt lensler bile bundan nasibini almış durumda. Nasıl mı? Buyrun, bakın

Alexander McQueen, Giambattista Valli , Yohji Yamamoto, Jean Paul Gaultier gibi birçok ünlü tasarımnın yeni koleksiyonları resmen kan kokuyor!
İşte beğendiklerimden bazıları:

Jean Paul Gaultier photo thevine.com.au


Jean Paul Gaultier photo thevine.com.au


Jean Paul Gaultier photo fashionisavampire



Yohji Yamamoto photo coutorture.com


Yohji Yamamoto photo coutorture.com


Alexander McQueen photo coutorture.com

Alexander McQueen photo coutorture.com


Alexander McQueen photo coutorture.com


Alexander McQueen photo coutorture.com


Giambattista Valli photo coutorture.com


Giambattista Valli photo coutorture.com


Maison Martin Margiela photo coutorture.com


Ünlüler de armut toplamıyor elbet. Christina Aguilera da 2008 in sonlarında Citizen K. dergisi için vampirlerden esinlenerek bir çekim yapmış. Bana çok vampirimsi gelmedi gerçi ama yine de paylaşıyorum:





Kim Kardashian bile blogunda aşağıdaki fotoğrafı yayınlayarak yeni görüntüsüne Twilight Imajı adını vermiş.

DİKKAT VAMPİR ÇIKABİLİR!

Vampirler yine tabutlarından çıktı ve artık her yerdeler. Nereye baksam karşıma çıkıyorlar. Her yerde Twilight kitapları, televizyonda vampir dizileri... 2009 modası bile bu durumdan oldukça etkilenmiş vaziyette. Birçok tasarımvampir etkisini tasarımlarına yansıtırken Hollywood yıldızları da dahil olmak üzere birçok insan beyaz soluk bir ten ve bordo/kırmızı dudaklar ya da simsiyah gözlerle geziyor şu sıralar. Buna sevinmiyor değilim. (Eda Taşpınar dan kalan “solarium ile itinayla zenci olunur” modasındansa bunu tercih ederim. )
Peki neden geri geldiler? Neden bu kadar popülerler?
En son bu kadar popüler olmaları Buffy ve Angel dönemindeydi. O zaman yeterince doymuştuk vampirlere. Şimdi ise Twilight ve True Blood ile geri dönmüş durumdalar. Ben de bu popülariteye karşı koyamadım, ucundan da olsa biraz bulaştım ve konu hakkında bir iki laf etmeden geçemeyeceğim.


Buffy ve Angel

Öncelikle belirteyim, Twilighta henüz elimi sürmedim, bu furyaya ilk adımımı Moonlight dizisiyle attım. Beth ve Mickin morglarda bile sürekli bir flört durumunda olmasını oldukça sevimli buldum. Dizinin devamı olsa kesin izlerdim ama dizi ne yazık ki sadece bir sezondan oluşuyor.



Beth ve Mick
Ardından zaman bolluğu ve can sıkıntısından True Blooda göz gezdirdim. Şu sıralar herkes bu diziye bayılıyor ama itiraf etmek gerekirse ben bir türlü sevemedim. Sevebilmek için de oldukça uğraştım. (15 bölüm kadark) Sookie karakterini canlandıran Anna Paquini izlemeye tahammül edemedim mesela, insanların büyüdüklerinde yeteneklerini kaybedebileceklerine kesinlikle inandım. (bknz.The Piano) Sookie ve Billin yapmak aşkını izlemektense vampirlere yakışır bir şekilde biraz daha kan görmeyi tercih ederdim.

Sookie ve Bill
Ayrıca 21. y.y.’ın vampirleri eskisi kadar karanlık değil. İtiraf edelim: Bela Lugosi’nin Dracula’sından bu yana çok şey değişmiş. Bir kere artık şekil değiştirip de yarasaya falan dönüşmüyorlar. True Blood’da da Moonlight’da da aynadan kendilerini görememelerinin koca bir yalan olduğunun altını çiziyorlar. Artık öyle uçan vampirler de yok, eskiye göre daha insanlaştırılan bu vampirlere bir tek hızlı hareket etme özelliği verilmiş. Kalbine bir kazık soktuğunda da ölmüyorlar, o sadece onları felç ediyormuş ve en önemlisi de hepsi bir insana aşık.

Edward ve Bella
İşte popülaritesi tam da bu noktada başlıyor. Bir insan ile bir vampirin aşkı 21. y.y.ın peri masalı, onlar çağımızın Romeo ve Julieti. Günümüzde Romeo-Juliet etkisini yitirdi, aşkları artık o kadar da imkansız değil. Romeo Julietine pekala da ulaşabilir. Çünkü artık iphone var, 3G var, Facebook var... Hiçbir şey yapamıyorsa internet cafeden bir mail atabilir en azından.
Romeo ve Julietin aşklarını ölümsüz kılabilmesi için ölmesi gerekirken vampirlerimiz gerçekten ölümsüzlüğü sunuyor. O zamanlar zengin kız-fakir erkek ayrımı için kavuşamayan gençlerimiz şimdilerde insan-vampir ayrımı olduğu için aşklarını tam yaşayamıyor ve küçüklüğünden beri peri masalları dinlemeye bayılan biz insanlar da bu bir kavuşup bir kavuşamayan aşkı uğruna her şeyi göze alan hikayelere bayılıyoruz. Bunun yanı sıra sahip oldukları güç ve çekiciliğe biz ölümlüler pek tabi karşı koyamıyoruz.
Ama ben yine de bütün bu vampirler içerisinde oyumu bundan yana kullanacağım:Bela Lugosi-Dracula


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...