31 Aralık 2011 Cumartesi

FASHION IN MOTION: Lizard Queen İyi Seneler Diler!



Hem 2011 Lizard Queen için nasıl geçmiş, kısaca bir hatırlamak; hem hepinize sağlık, mutluluk, şans, aşk, para ve huzur dolu bir yıl dilemek; her şeyden önemlisi de beni yorumlarıyla, mailleriyle yalnız bırakmayan ve bütün sene boyunca bu blog'u okuyan siz sevgili okuyuculara teşekkür etmek için… İyi seneler!

29 Aralık 2011 Perşembe

BEST OF QUEEN: 2011'in En Moda Anları

2011’in en iyi elbiselerini seçtim, şimdi ise sırada beni en mutlu eden, en heyecanlandıran moda anları var. Bakalım içlerinde sizinkilerle örtüşenler de var mı. J


1. Bu sene yüzümü en çok güldüren, en eğlenceli reklam kampanyalarından biri Lanvin’den geldi. Pitbull’un “I Know You Want Me” şarkısı eşliğinde dans eden modellerin yer aldığı bu harika videoya daha önce şurada da yer vermiştim.

2. Puantiyeler! Bu sene her yerde her zamankinden fazla gördük kendilerini. Stella McCartney önderliğinde iyice öne çıkan bu trend, bir puantiye aşığı olan bendenizi elbette ki çok mutlu etti.

3. My Week with Marilyn filmini henüz izleme şerefine nail olamamış olsak da filmin tanıtım videosu ve Michelle Williams’ın Vogue US sayfalarında Marilyn Monroe olarak karşımıza çıktığı editöryal, birçoğumuzu heyecanlandırmaya yetti de arttı bile. Çekimin tamamını görmek için tık tık.


4. Kate Moss’un Mario Testino tarafından çekilen evlilik fotoğraflarına siz de bakmaya doyamayanlardan mısınız? Bu arabanın içindeki kare, en beğendiğim karelerden biri. Size de Mick ve Bianca Jagger ikilisini anımsatmadı mı? Çekimin tamamını görmek için tık tık.


5. “İngiltere’de bir tane Kate vardır, o da Kate Moss’tur” diyenler olsa da işin aslı öyle değil. Katte Middleton 2011’in en çok konuşulan kadını, Prens William ile olan evliliği de yılın en çok konuşulan evliliği oldu. Kabul etmek gerek; İngiltere’de birbirinden çok farklı ama tarzlarıyla bütün dünyadaki kadınları peşinden sürükleyen iki Kate var. J

6. 2011’in en sevdiğim editöryallerinden birinden bir kare! Sebastian Kim tarafından fotoğraflanan Abbey Lee her zamanki gibi müthiş. Editöryalin tamamını görmek için tık tık.


7. Chanel’in 2012 İlkbahar/Yaz defilesinde yaratılan su altı konsepti başlı başına göz alıcıyken bir de sahnede Florence Welch şarkı söylerse ben daha ne isterim. Oh la la!

8. Prada 2012 İlkbahar/Yaz defilesindeki ah o ayakkabılar, ayakkabılar, ayakkabılar. Üç kere peş peşe söylersem belki Beetlejuice’deki gibi bir anda kapımda beliriverirler.

Peki ya sizin 2012'deki “en” moda anlarınız?

Fotolar: Fashion Gone Rouge, Hairstyle Images, Func-SHOE-Nality, Lucresia Linton

27 Aralık 2011 Salı

BEST OF QUEEN: 2011'in En İyi Elbiseleri

2011’in bitmesine yalnızca birkaç gün kaldı. Genellikle senenin bilançosunu çıkardığımız, artılarını ve eksilerini tarttığımız, yeni yıl için kararlar aldığımız senenin bu son haftasında ben de 2011’in en iyi elbiselerinin bir listesini yapayım ve bu sene en çok beğendiğim, içimi eriten elbiseleri ve onları harika bir biçimde taşıyan kadınları seçip sizlerle paylaşayım dedim.

İşte başlıyoruz.


1.Rosie Huntington-Whiteley ve Gucci: Rosie, bu yılın en iyi giyinen kadınlarından biri. Transformers’ın Moskova galasında giydiği bu Gucci elbise ise Rosie’nin 2011’de sergilediği stilinin doruk noktası diyebiliriz. Bu elbise 2011’in en en en iyi elbiselerinden biri ve Rosie de fevkalade taşımış.

2. Kate Moss ve John Galliano: John Galliano’nun Kate Moss için tasarladığı bu gelinlik, değil 2011’in, kanımca tüm zamanların en iyi gelinliklerinden biri. Kate Moss ne giydi de kötü oldu ki zaten. Viva Kate Moss!

3. Emma Stone ve Giambattista Vali: Emma Stone, Friends with Benefits’in New York’taki galasında karşımıza bu harika Giambattista Vali elbise ile çıktı. Kırmızı ve pembe böylesine mükemmel bir uyumu hiç yakalamış mıydı daha önce?


4. Diane Kruger ve Jason Wu: Diane Kruger ne giyse, ne yapsa beğeniyorum. Bu yıl Met Gala’da giymiş olduğu bu Jason Wu elbise içerisinde her zamanki gibi muhteşem gözüküyor. Bu derin yırtmaçlı elbiseyi kırmızı ruju ve Veronica Lake modeli saçlarıyla tamamlayan Diane’e ben hala bakmaya doyamıyorum.

5. Mila Kulis ve Elie Saab: 83. Oscar Ödül Töreni gecesi gözlerimi Mila Kulis’ten ayıramamıştım. O nasıl zarif bir elbise, nasıl güzel bir renktir öyle. Bu dantel detaylarla süslü lavanta renkli elbise pek tabii kırmızı halının vazgeçilmezi olan Elie Saab imzasını  taşıyor.

6. Diane Kruger ve Elie Saab: Bir Diane Kruger ve bir Elie Saab daha. Diane Kruger’ın o kadar güzel tercihleri var ki, yıl boyunca yapmış olduğu seçimlerin hepsini buraya koymamak için kendimi zor tutuyorum. Ama 68. Venedik Film Festivali’nde giymiş olduğu bu Elie Saab elbiseyi es geçmek de mümkün değildi. Işıltılarla süslü bu pudra rengi elbisenin ön tarafındaki işlemeler insanı resmen büyülüyor.


7. Olivia Wilde ve Marchesa: Böyle bir liste, içinde Marchesa olmadan kesinlikle eksik kalırdı. İşte Olivia Wilde ve Altın Küre Ödülleri’nde giydiği Marchesa elbisesi. Bu elbiseyi giyen her kadın, bir prensese dönüşebilir.

8. Evan Rachel Wood ve Elie Saab: Elie Saab’ı her zaman elimle koymuş gibi bulduğumu ve tasarımlarına nasıl da bayıldığımı sanırım artık anladınız. J Bu payet işlemeli, uzun kuyruklu muhteşem Elie Saab elbise ile bence bu senenin gerçek siyah kuğusu ve Emmy Ödülleri’nin en iyi giyinenlerinden biri Evan Rachel Wood idi.

9. Nina Dobrev ve Dona Karan: Kırmızı halıda kırmızı rengi tercih etmek her zaman biraz risklidir. Ama söz konusu bu elbise olunca ortada risk misk kalmıyor; çünkü elbise tek kelimeyle mükemmel! Vücudun tüm kıvrımlarını ortaya çıkaran kesimine, eteğinin uçlarına, göğüs kısmına, her bir şeyine vuruldum. Emmy Ödülleri’ne bu harika Dona Karan elbise ile teşrif eden Nina Dobrev de elbiseyi oldukça güzel taşımış.


10. Cate Blanchett ve Givenchy: Cate Blanchett’in Oscar Ödülleri’nde giymiş olduğu bu enfes parçayı yalnızca bir elbise olarak sıfatlandırmak şahsına bir hakaret olabilir. Çünkü bu elbiseden çok daha öte bir şey, bir sanat eseri!

11. Eva Longoria ve Zac Posen: Vücudun tüm kıvrımlarını belirginleştirerek bir kum saati silüeti ortaya çıkaran bu siyah kuyruklu Zac Posen elbise içindeki Eva Longoria tüm kadınsılığıyla Altın Küre Ödülleri’nde boy gösterdiğinde, eminim ki kendisi de gecenin en iyi elbiselerinden birini taşıdığının farkındaydı.

12. Florence Welch ve Valentino: Bunca görkemli elbise arasından bu elbiseyi seçmiş olmamı ilk etapta biraz garipseyebilirsiniz; lakin Florence Welch’e bayılıyorum ve elbise bir Valentino! Üzgünüm ama görmezden gelemezdim. Elbisedeki anneannenin sandığından çıkarılmış da giyilmiş havasına ise tek kelimeyle bayıldım.

Fotolar: Ten Gossip, Lela London, Dayumn, Shisquared, Best Clothing Gallery

20 Aralık 2011 Salı

HEDİYE: 1V1Y ile Yılbaşı Çekimimiz ve 250 TL'lik Hediye Çeki Kazanma Şansı

Günde en az üç defa duymaya başladığınız bir soruyu bir de ben soruyorum: Yılbaşında ne yapıyorsunuz? Partileyecek misiniz? Ailenizle sakin bir gece mi geçireceksiniz? Rahat rahat sohbet de edebileceğiniz bir yemekten ve 10’dan geriye doğru saydıktan sonra evinize dönmek niyetinde misiniz? Ee peki ne giyeceksiniz?

İşte 1V1Y.COM ile bir araya geldik ve beş farklı yılbaşı gecesi alternatifi için beş farklı kombin hazırlayarak “Ne giyeceğim?” sorusuna cevap vermeye çalıştık. Bununla da kalmadık, şimdiye kadar beni mailleriyle ve yorumlarıyla yalnız bırakmayan Lizard Queen’cilere bir de yeni yıl hediyesi verelim dedik; 1V1Y.COM’dan 250 TL değerinde bir hediye çeki, yeni yıla yeni cicilerle girebilesiniz diye. J

Bu hediye çekine nasıl sahip olabileceğinizi birazdan açıklayacağım ama gelin önce 1V1Y.COM stüdyolarında gerçekleştirdiğimiz çekimimize bir bakalım.

Fotoğraflar: Beste Zeybel, Model: Gözde Kınalı, Styling: Gizem Dalyan ve Gözde Kınalı, Saç: Tanju Sucuoğlu, Makyaj: Şerife Ayaz


Ofis Şıklığı: Yılbaşı gecesini ofiste iş arkadaşlarıyla geçirecek olanlar, abartıya kaçmadan şık olmak isteyenler için siyahın asaletine ve her durumda kurtarıcı olmasına güvenerek bu harika fırfırlı tulumu tercih ettik ve altın aksesuar dokunuşlarıyla biraz ışıltı kattık.


Parti Kızı: 31 Aralık akşamı için ajandasına daha şimdiden üç farklı mekanı not düşmüş, partiden partiye sekecek olan ve muhtemelen arkadaşlarının da yılbaşı gecesi planlarını yaparken mutlaka akıl danıştığı parti kızları için geliyor;  kabarık bir etek ve karpuz kollu bir üst. 80’lerin disko kızlarına da gönderme yaptığımız bu kombindeki kalp detayları ve Gözde’nin saç kesimi size de Fafi’leri çağrıştırmadı mı?


Aile Ziyareti: Yılbaşı gecesini evde ailenizle ya da tıpkı eski günlerdeki gibi aile büyüklerini ziyaret ederek geçirmek isteyebilirsiniz. Kim bilir, belki dedeniz tombalayı bile sakladığı yerden çıkarır. İşte böyle bir gece için peter pan yakalı ve puantiyeli bir bluz ile yılbaşı ruhunu yansıtan kırmızı bir eteği kombinledik ve hanım hanımcık bir görüntü elde ettik.


Yılbaşı Yemeği: Yılbaşı gecesini dışarıda, ama bir nebze daha sakin geçirmek istiyorsunuz. Arkadaşlarla hoşsohbetli ya da sevgiliyle romantik bir yemek gibi mesela. İşte bu uçuşan etekli korse elbise tam size göre. Aksesuarda leopar deseni kullanmaya ise ekipçe bayılıyoruz.


Ev Partisi: Yılbaşı gecesini kendinizin organize edeceği bir ev partisiyle kutlamanın en rahatı ve en eğlencelisi olduğunu düşünüyorsunuz. Davetli listesi yapmak, evi süslemek, kokteyller hazırlamak konusunda üzerinize yok. Çalacağınız şarkılar hazır, hatta belki bir dj arkadaşınızı müzik konusunda şimdiden görevlendirdiniz. Ev sahibi olarak hem şık, hem de bütün sorumluluk üzerinizde olacağından rahat olmak durumundasınız. İşte bu nedenle bu gömleği ve pantolonu seçtik; hem çok şık, hem de çok rahat. Yakalarını kaldırarak daha maskulen bir görünüm elde ettiysek de kırmızı topuklu bootie'lerle bunu dengeledik.

Şimdi gelelim yeni yılın en en güzel  kısmına, yani hediye verme. Bir şanslı Lizard Queen okuyucusu 1V1Y.COM’dan 250 TL değerinde bir hediye çeki kazanacak ve harika bir alışveriş keyfi yaşayacak. Nasıl mı? Hemen açıklıyorum.

  • Öncelikle 1V1Y.COM’a gidiyor ve üye oluyorsunuz.
  • Sonra blog’unuzdan, Facebook'unuzdan ya da Twitter’ınızdan #1v1ycom hashtag'iyle bu yarışmayı duyuruyorsunuz ki daha çok kişiye ulaşsın ve başka kişilerin de kazanma şansı olsun. Yeni yıl ruhu da böyle bir şey değil mi zaten; iyi dilekler dileme, güzellikleri paylaşma ve başkalarını mutlu etme.
  • Google Friend Connect üzerinden blog’umun izleyicisi olmayı ve tazecik Facebook sayfamı beğenmeyi ihmal etmiyorsunuz. ^_^
  • Vee son olarak 1V1Y.COM’dan kendinize bir yeni yıl hediyesi alsaydınız ne alırdınız, o ürünün linkini yorum olarak bırakıyorsunuz. Pek tabii mail adresinizi ve çekilişi paylaştığınız Twitter, Facebook ya da blog linkinizi de eklemeyi unutmuyorsunuz.

Çekiliş Türkiye’de yaşayan tüm katılımcılara açıktır. Adsız yorumlar kabul edilmeyecektir. Eğer yorumunuz yayınlanmadıysa yukarıda yazanlardan birini eksik yapmışsınız demektir. Lütfen bir daha deneyin. J Çekiliş 30 Aralık günü saat 12:00’da sona erecek ve kazanan yapacağım bir çekilişle 30 Aralık günü Facebook sayfası üzerinden duyurulacak.

Hepinize iyi şanslar ve şimdiden harika bir 2012 geçirmenizi dilerim!

* Siyah bantlı açık ayakkabı ve kalpli kemer dışındaki tüm kıyafetler 1V1Y.COM’dan alınmıştır.
* Bütün fotoğraflar bu blog için Beste Zeybel tarafından çekilmiştir, lütfen izinsiz kullanmayınız.

Veee kazanan Rookie Icon oldu! http://youtu.be/j7l0r1vqrTM

18 Aralık 2011 Pazar

KAŞİF QUEEN: Laura Laine İllüstrasyonları ile Bir Pazar


Elmalı-tarçınlı çay, güzel kokulu bir mum, kucağında muzurluklar yapan minnacık bir kedi, bilgisayar, tarçınlı kurabiye, Kürk Mantolu Madonna'nın altı çizili kısımları ve Laura Laine illüstrasyonları. Aralara da biraz Coupling ve Modern Family serpiştirmece. İşte size en sevdiğim Pazar günümün tarifini verdim.

Laura Laine'e gelince, kendisi moda tasarımı okumuş ama asıl mutluluğu moda illüstrasyonları yapmakta bulmuş harika bir illüstratör. Üstelik sadece yapmakla kalmıyor, üniversitede nasıl yapılacağını da öğretiyor. Zara, Telegraph, Elle, Muse Magazine, The Guardian ve Vogue Nippon ise şimdiye kadar illüstrasyon yaptığı yerlerden yalnızca birkaçı.


Yukarıda Laura'nın en beğendiğim işlerinden oluşan bir kolaj var. Herkes gibi ben de en çok o saçları nasıl yaptığını merak ediyor ve hayranlıkla inceliyorum. Bu kolaj yeterli gelmediyse, ki muhtemelen gelmeyecek, sizi yan masaya alalım: http://www.lauralaine.net/

15 Aralık 2011 Perşembe

Louis Vuitton İlkbahar/Yaz 2012 Reklam Kampanyası


Louis Vuitton’un 2012 İlkbahar/Yaz koleksiyonunu tanıtan atlı karıncalı defilesini öve öve bitiremediğim yazımı yazmamın üzerinden daha çok geçmedi. “Daha güzel olamazdı” diye düşününen bana, bu sabah gördüğüm reklam kampanyası cevap verdi: “Pek tabii olabilir.”


Çünkü bu reklam kampanyasında Marc Jacobs’ın yaratıcılığına bir de Steven Meisel’in estetik anlayışı ekleniyor. Model olarak ise adlarını öyle çok sık duymadığımız Kati Nescher ve Daria Strokous’u seçmişler. Natasha Poly ya da Karlie Kloss ayarında bir model kullanmamalarının bile bir sebebi var sanki. Çünkü o pembe perde ve koltukların, hatta muhteşem gözüken dondurmaların yanına kimi koyarsanız koyun, o dekorun önüne geçemeyecek gibi. Fotoğraflara baktığınızda modeller dikkatinizi çeken en son şey oluyor. Çünkü önce mavi, yeşil, sarı ve pembe gibi şeker renkleri dikkatinizi çekiyor; sonra çantalar, ayakkabılar ve dantel yakalar; bunları takiben de masanın üzerinde duran ve salya akıttıran dondurmalar. Modeller ile ilgilenmiyorsunuz bile, en azından benim için öyle oldu.


2012’nin Şubat ayında dergilerde de görmeye başlayacağımız bu reklam kampanyasındaki gibi olsun istiyorum her yer. Biraz 50’ler, çokça pembe ve de dondurma. En büyüğünden.

Fotolar: Fashionista

11 Aralık 2011 Pazar

BACKSTAGE QUEEN: 1V1Y.COM ile Yılbaşı Özel Çekimimiz


2 gün önce ben, Beste Zeybel (artık kendisini çok iyi tanıyorsunuz) ve blog’un yeni yüzü Gözde Kınalı ile birlikte 1V1Y.COM stüdyolarına girdik, kıyafetleri karıştırdık ve yılbaşı gecesine özel çeşitli kombinler hazırlayarak süper eğlenceli bir çekim gerçekleştirdik. Bu çekim çok yakında blog’daki yerini alacak, hem de yanında harika bir yılbaşı hediyesiyle. Bu nedenle benden size küçük bir tüyo: Şimdiden 1V1Y.COM’a gidip üye olun ve sitedeki ürünlere mutlaka bir göz atın. J


Gözde ve Beste ile uzun zamandır tanışıyor olmamızdan ötürü çekimin eğlenceli geçeceği zaten aşikardı. Ama buna 1V1Y.COM’un bizi evimizdeymiş gibi hissettiren ve çok güzel bir şekilde ağırlayan ekibi de eklenince ortaya çıkan kareler bizce harika oldu! Backstage fotoğraflarından ne kadarı anlaşılıyor bilmiyorum ama biz gerçekten çok eğlendik.


Bir çekimin en önemli aşamalarından biri; saç ve makyaj. Yukarıdaki karelerde de gördüğünüz üzere Gözde’yi Şerife Ayaz ile Tanju Sucuoğlu’na emanet ettik ve ortaya çıkan sonucu çok sevdik.


Vee işte muhteşem Beste... Hem fotoğraf çekiyor hem de modelin üstünü başını düzeltiyor, gerektiğinde styling'e müdahale ediyor. Yani kısacası elinden her iş geliyor. J


Bunlar da çekime dair birtakım detay fotoğrafları. Kombinlerin tamamını görmeniz için biraz daha beklemeniz gerekecek. Ama o zamana kadar belki parçaları birleştirip, kombinlerin nasıl olabileceğini hayal edebilirsiniz. J


Son olarak ekip hatırası fotoğrafı. Soldan sağa sırasıyla; Beste, 1V1Y.COM ekibinden dünya tatlısı Ayça, ben ve Gözde.

* Daha fazla backstage fotoğrafı için çiçeği burnundaki Facebook sayfamı ziyaret edebilirsiniz.

Fotolar: Gizem Dalyan ve Beste Zeybel

7 Aralık 2011 Çarşamba

SineModa: The Tourist'in Filmin Ötesine Geçen Kostümleri


“Chanel ne yapsa giyerim” tarzı bir düşünce ile yaklaştım The Tourist filmine; “Johnny Depp ne yapsa izlerim.” Başka türlü muhtemelen asla izlemeyeceğim bu filmi işte bu şekilde izlemiş oldum. Kanımca vasat bir film; yani sonuçta elinizde Angelina Jolie ve Johnny Depp var, çok daha iyisini yapabilirdiniz. Ama yine de izlediğime pişman değilim, aksine “İyi ki de izlemişim” dememe sebep olacak bir şey var; Angelina Jolie ve tüm film boyunca giydiği muhteşem kıyafetler! Filmin Avrupa’da en sevdiğim iki şehir olan Paris ve Venedik’te geçiyor olması da cabası.

Filmin kostüm tasarımcısından başlayalım önce. Collen Atwood; üç Oscar ödülü sahibi, Tim Burton’ın favorisi, Hollywood’un göz bebeği bir kostüm tasarımcısı. Hal böyle olunca ortaya çıkan görsel şölen kesinlikle bir tesadüf değil. İşte bu kadın, üç Oscar heykelciğini de kucakladığı aynı sihirli elleriyle Angelina Jolie’ye dokununca, zaten güzel olan Angelina Jolie belki de olabilecek en güzel Angelina Jolie’ye dönüşmüş.


Collen Atwood; bu filmin kostümlerini tasarlarken Alfred Hitchcock filmlerinden esinlenerek, o filmlerdeki görüntünün modern versiyonunu yaratmaya çalışmış. Filmde kullanılan gri vintage Charles James elbise dışındaki tüm tasarımlar Collen Atwood’a ait. Atwood o gri elbise için şöyle diyor; “Mükemmel bir kesimi vardı, görür görmez karakter için harika olabileceğini anlamıştım.”


Angelina Jolie’nin canlandırdığı gizemli karakter Elise Ward ile üzerinde krem rengi harika bir ipek elbise varken tanışıyoruz. Elbiseyi tasarlarken bir diğer efsanevi kostüm tasarımcısı olan Irene Lentz’in bir tasarımından ilham almış. Elbisenin üzerine doladığı şal ise tamamen Atwood’un kendi fikri. Elbisenin orjinalinde ceket de varmış ama Atwood ceket yerine şal kullanmanın çok daha seksi olacağını düşünmüş; sonucu gördükten sonra kendisine katılmamak elde değil.


Kullanılan renkler beyaz, camel, siyah, gri gibi hep yalın ve yumuşak renkler ama aynı zamanda asil ve zarif. Yani tıpkı Atwood’un yaratmak istediği stil gibi; minimal şıklık. Angelina’nın kırmızı rujunu sürerek giydiği uzun beyaz elbise de, inci kolyesi ile tamamladığı ve 50’lerin zerafetini modernize ederek günümüze taşıyan siyah takımı da hep bunu yansıtmayı amaçlıyor. Başarıyor da.


Şüphesiz ki filmin en eşsiz parçası da Angelina’nın filmin sonlarına doğru giydiği ve filme konsantre olmamı engelleyecek güzellikteki siyah elbisesi. Bu elbise ile beraber taktığı elmaslarla bezeli kolye ise Robert Procop’un antik bir tacı böylesine muazzam bir parçaya dönüştüren usta ellerinin eseri.

Filmde kullanılan ayakkabılar ise Salvatore Ferragamo imzasını taşıyor. Metal topuklu ve süet olan bu ayakkabılar bu film için özel tasarlandılar ve bilin bakalım ne adını aldılar; tabii ki Elise.

Fotolar: Clothes on Film, Nurweb, IMDb, Molempire

5 Aralık 2011 Pazartesi

2012 Yılbaşı Hediye Rehberi

Şurada yapmış olduğum ağırlıkta küçük, pahada çoook büyük olan; “Noel Baba sana söylüyorum ama başkaları da üzerine alınabilir” konseptli; bir miktar da gerçeklikten uzak olan yeni yıl listemin ardından bu defa ayakları yere basan, daha ekonomik bir hediye seçkisi ile karşınızdayım. Hem de bu sefer yalnızca kendimi değil, başkalarını da düşünerek. J Yeni yıl için hediye arayışlarına henüz önümüzde daha çokça vakit varken başlamak, bunu iki ayağı bir pabuca dolamadan halletmek en iyisi olduğundan şimdiden kolları sıvamakta fayda var. Öyleyse hemen başlayalım.


1. Kate Moss for Rimmel: Bu rujlardan fuşya renkli olanını kendime aldığımda dahi inanılmaz mutlu olmuştum, bir başkasının hediye ettiğini ise düşünemiyorum. Watsons’larda, üstelik çok uygun bir fiyata bulabilirsiniz. Üzerindeki kırmızı kalp ile Kate imzası, yeni yıl ruhuna da çok uygun.

2. Coco Crafts Cüzdanlar: Coco Crafts’ı nasıl sevdiğimi daha önce yazmış olduğum şu yazıyı okuyanlar zaten biliyorlardır. O yüzden uzun uzun anlatmak yerine sizi doğruca Pasaj.com’daki sayfasına alalım. Favorim Retro Comic serisi!


3. Kate Moss Boyama Kitabı + Kate Moss Kağıt Bebek Kitabı: Evet, yine Kate Moss biliyorum. Kate Moss’un en sevdiğim model olması bir yana, bu iki kitap gerçekten de çok eğlenceli. Kim çocukluğunun Şebnem’lerini yad etmek, Kate Moss’un saçlarını hayal ettiği renge boyamak, daha da önemlisi Kate Moss’u giyirmek istemez ki! Bu ikisini Shopbop üzerinden temin edebilirsiniz.


4. The Body Shop Hediye Setleri: The Body Shop, yeni yıl için özel hazırladığı hediye setleriyle geniş bir hediye alternatifi sunuyor. Tek bir sorun var; hangisini alacağız? Çünkü hepsi çok güzel!


5. Bonny Food: Bonny Food’un yeni yıl arajmanları çok şirin. Ağzının tadını bilen moda severler için harika bir seçim olabilir.

6. Misk Nail Spa’dan Manikür&Pedikür Hediyesi: Misk’i daha önce denemedim, ama o kadar çok adını duyuyorum ki, ve bu duyumlarım o kadar iyi yönde ki bu nedenle iyi bir hediye alternatifi olabileceğini düşündüm. Bir arkadaşınıza ya da annenize Misk’ten bir manikür&pedükür keyfi hediye edebilirsiniz. Ya da daha güzeli onu kolunuza takıp, beraber gidip, harika vakitler geçirebilirsiniz. Detaylı bilgi için; http://www.misknailspa.com/


7. Chanel –Rüya Gibi Bir Hayat- + Style Yourself: Kitaptan daha güzel bir hediye bilmiyorum. Bu bahsi geçen iki kitap da moda ile ilgilenen herkesi eminim ki çok mutlu edecektir. Bunlardan ilki Coco Chanel’in gerçekten rüya gibi olan hayatını anlatıyor. Bugüne kadar Mademoiselle Chanel’in hayatına dair onlarca şey okuyup izlediniz muhtemelen ama öyle bir hayat yaşamış ki, her okuyuşunuzda size yeniden ilham verebiliyor. İkinci kitabı, yani Style Yourself’i özellikle benim gibi blogger’lar çok sevecektir. Çünkü Tavi Gavinson’dan Sea of Shoes’un Jane Aldridge’ine kadar pek çok blogger bir araya gelerek stil tavsiyelerinde bulunmuşlar. Şahsen ben kendime bu kitaptan bir tane hediye etmeyi düşünüyorum.

8. All So Cute Örgü Bebekler: All So Cute adı altında Seren’in el emeği göz nuru yaptığı örgü bebekler gerçekten de adlarına yakışır bir şekilde çok şirin. Tavşandan ağaca, limon dilimi şeklindeki bardak altlığından  kalbe kadar pek çok harika şey yapıyor ama ben en ama en çok denizkızlarına vuruldum! Merak edenleri hemen Etsy sayfasına alalım.


9. Blow-Up + The September Issue Dvd’leri: Modaya dair filmlerle ilgili konuşulduğunda ya da bu tarz listelere bakıldığında Blow-Up muhakkak en üst sıralarda yer alır. Oldukça başarılı, kült haline gelmiş bir filmdir. The September Issue ile ise Vogue’un Eylül sayısının (ki tüm dergilerin en önemli sayısıdır)  nasıl hazırlandığına dair fikir sahibi olabilirsiniz. Hem böylelikle belki yılbaşı gecesi bu filmleri izleme bahanesiyle Victoria’s Secret Show’u izlemekten de kendinizi kurtarırsınız. J

10. Candy Bags: Bu çantalar da daha önce blog’da yer almıştı. Hatta çantalarıyla birlikte Banu Özer Eren, blog’un Hikayen Ne? bölümüne konuk olmuştu. Hikayen Ne? bölümü işte bu çantalarla başladı ve bu nedenle nazarımda çok özel. Banu’nun ve çantalarının hikayesini dinlemek isteyenler buraya, bu çantaların harika bir hediye olabileceğini düşünenler de buraya gidebilirler.

Benden bunlar çıktı, sizde ne var?

Fotolar: Make Up For Life, Turkuvaz Kitap, AllSoCute, Candy Bags, Amazon

2 Aralık 2011 Cuma

BOOK QUEEN: Remembering Audrey: Audrey Hepburn ve Yavru Geyiği


Audrey Hepburn; ölümünün üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen, sanki az önce yeni filminin galasına katılmışçasına, 2012 Oscar’larının en büyük adaylarından biriymişçesine hala taze, sıcak, heyecan verici ve sürprizlerle dolu. Audrey Hepburn’ün geçmişten günümüze uzanan, günümüzden de geleceğe uzanacak olan bir ilham perisi olma durumu, sahip olduğu kimseye benzemeyen naif güzelliğinin, stilinin ve yeteneğinin muhakkak ki tabii bir sonucu. Bir oyuncu olarak, bir moda ikonu olarak, bir aktivist olarak ayrı ayrı kendisi hakkında onlarca sayfalık yazılar yazılabilir ama bu yazı daha çok, yıllar sonra bile kendisi hakkında bir şeyler okuduğunuzda sizi hala şaşırtabiliyor olması ile alakalı.


İçinde Bob Willoughby tarafından çekilmiş yüzden fazla fotoğrafın olduğu, Audrey Hepburn’ün oyunculuk kariyerini, aktivist yönünü, özel hayatını gösteren ve 2008 yılında yayınlanan Life: Remembering Audrey adlı kitabı incelerken Audrey Hepburn’e bir kez daha hayran olmamak ve bazı kareler karşısında saatler geçirmemek elde değil. Bu karelerden en dikkat çekenleri de Audrey Hepburn’ün geyiği ile beraber çekilmiş olanları. Evet, yanlış duymadınız; Audrey Hepburn’ün bir geyiği vardı.


Bu yavru geyik, 14 yıl boyunca evli kaldığı kocası Mel Ferrer’in, Audrey’nin yaptığı düşük sonrası kendisine moral olsun diye verdiği bir hediye. Audrey’nin Pippin adını verdiği bu geyik bir dönem Audrey ile birlikte setten sete, sokaktan sokağa dolaşmış, hatta beraber süpermarketlere bile gitmişler. Audrey’nin bu anlarını fotoğraflama şansına sahip olan Willoughyby, o günlerden şöyle bahsediyor: “Audrey’i o yavru geyik ile görmek gerçekten inanılmazdı. Audrey’nin evdeki yardımcısı da Ip (geyiğin takma adı) ile Audrey ‘nin evde beraber nasıl da huzurlu uyuduklarını görünce gözlerine inanamadığını söylüyordu.”


Geyiği ile uyuyan Audrey, vakt-i zamanında yardımcısını nasıl şaşkınlık içinde bıraktıysa, ölümünün üzerinden geçen 18 yılın ardından kendisi hakkında bir şeyler okuyan bizleri de hala işte böyle şaşkınlık içinde bırakmaya devam edebiliyor. Ölümsüzlük dedikleri böyle bir şey olsa gerek.

Söylenene göre  Audrey, ileride ister istemez geyiğinden ayrılmak zorunda kalınca kalbi çok kırılmış, içi parçalanmış, çok üzülmüş. Audrey'nin oğlu Luca ise o zamanları şöyle anlatıyor: "Ayrılmak zorunda kaldıklarında ne kadar üzüldüğünü bize sürekli anlatırdı. Bu durum ayrıca ondan bize büyük bir miras bıraktı: Doğa, onunla oyun oynayabileceğin bir şey değildir."

Fotolar: Classic Cinema Gold

30 Kasım 2011 Çarşamba

Noel Baba, Bu Sene Bana Bunları Getirebilir Misin?

Geçtiğimiz hafta A Beautiful Mess adlı blog’da 28 Before 29 adlı bir yazı gördüm. Elsie, her sene kendisine böyle listeler yapıyor. 29 yaşına basmasına birkaç gün kala Elsie, bu bahsi geçen yazıda geçen sene yaptığı listedeki hangi maddeleri başarabildiğini anlatıyordu. Bu arada A Beautiful Mess gerçekten çok eğlenceli bir blog. Hala takip etmeyenler varsa şayet, şiddetle tavsiye ederim.

Sonuç olarak ben bu liste işini çok sevdim ve blog’a da uyacak bir şekilde taşımaya karar verdim. Kendi içimde yaptığım beyin fırtınaları sonucunda bu liste yaklaşan 2012’nin de verdiği heyecanla önce bir 2012’de neleri gerçekleştirmek istediğime dair bir listeye dönüştü. Lakin o listenin çok öznel ve daha çok bir günlük yazısı gibi olduğuna karar vermemden mütevellit, bu listeyi de bir “Noel Baba Bu Yıl Bana Ne Getirsin?” listesine dönüştürüverdim. İşte bu sene çam ağacının altındaki paketlerin içinden çıkmasını istediğim şeyler. Hayal ama belki gerçek olur. J


1. Jimmy Choo Ayakkabı: Bu görmüş olduğunuz Swarovski kristalleri ile süslenmiş Jimmy Choo'lar ile ilk gördüğüm günden beri büyük aşk yaşıyorum. Bu nedenle sevgili Noel Baba senden en çok, ama en çok bu ayakkabıları istiyorum. (Lütfen Noel Baba!)

2. Marchesa Elbise: Bu elbise ufak dokunuşların tüm görüntüyü nasıl da değiştirdiğinin canlı bir kanıtı. Aslında düz, sade, pek bir özelliği olmayan siyah bir elbise. Ama yaka ve omuz hizasındaki o kristallerle bezeli detay beni tam kalbimden vurdu. Bu harika elbise için Marchesa'ya şapka çıkartıyor, Noel Baba'ya göz kırpıyor ve yukarıda bahsi geçen Jimmy Choo'ların bu elbisenin altında çok güzel duracağını düşünüyorum.


3. Karl Lagerfeld for Sephora Koleksiyonu: Bu koleksiyondaki üzerine altınlar yağan Karl Lagerfeld küresinden Karl Lagerfeld şeklindeki farlara, üzerinde Karl Lagerfeld olan makyaj çantasından asla sürmeyeceğimi bildiğim ojelere kadar her şeyi ama her şeyi istiyorum. Kate Moss'un Rimmel'den çıkarmış olduğu Kate imzalı rujlarımın yanında harika duracaklarına eminim. Hepsini ayrı ayrı paketlemene gerek yok Noel Baba, tek bir paket içinde getirebilirsin.


4. Vivetta Palto: İlk olarak The Blonde Salad blog'unun güzel sahibesi Chiara'nın üzerinde gördüğüm ve o günden beri "Hani bana, hani bana" dediğim bu güzel kedili palto için yardımcı olursan ve geyiklerinle birlikte duruma el atarsan çok sevinirim Noel Baba.

 

5. Chanel Luxe Üçlemesi: Bir Chanel hayranı olarak üzerinde harika Chanel logosunun bulunduğu, 3 kitaptan oluşan bu seri kesinlikle ama kesinlikle benim olmalı Noel Baba!

Başında binlerce insanın istekleri olacağı için listemi kısa tutayım dedim, yoksa istersen 100'e kadar çıkabilirim. Hepsi sırf seni düşündüğümden Noel Baba!

Not: Bu yazı aynı zamanda Aralık ayında burada yeni yıl konseptli yazıların çokça görüleceğinin ve ufak sürprizlerin bir işareti olabilir, bilginize. :)

Fotolar: Fashionista, Net-A-Porter, Fashion Fois Gras, The Blonde Salad, Vivetta

28 Kasım 2011 Pazartesi

FASHION IN MOTION: Victoria's Secret Meleklerinin Mick Jagger Dansı

Victoria’s Secret Fashion Show 2011 yarın CBS ekranlarında olacak. Biz de muhtemelen, yüreğimiz buna el verir ve gücümüz yeterse şayet, yılbaşı gecesi televizyonda izleyebiliriz.

Victoria’s Secret’ın insan üstü modellerle çalışması, mükemmel ötesi sunumlar hazırlaması gibi özelliklerinin yanı sıra bir de şu özelliği var: Meleklerinin müzisyenlerle olan aşklarını podyumlara taşıyor. Heidi Klum ve Seal ikilisini hatırlamayan yoktur herhalde. Şimdiyse bu çiftlere bir yenisi daha eklendi. Çoğunuz bu çifti zaten biliyorsunuzdur ama eğer hala aranızda bilmeyenler varsa, önce derin bir nefes alsın; çünkü çifti açıklıyorum: Adam Levine ile Anne Vyalitsyna! Çirkin şansı dedikleri şey yalan sanırım, çünkü Victoria’s Secret’ın meleğindeki düpedüz güzel şansı.


İşte bu büyük aşktan ötürü Maroon 5’ın solisti Adam Levine, Victoria’s Secret’ın yarın CBS’de de yayınlanacak olan şovunda sahnedeydi,  “Moves Like Jagger”ı seslendirerek sevgilisine resmen serenat yaptı, ortaya da şu yukarıdaki kareler çıktı.

Maroon 5’ın aynı şarkısını kullanarak eğlenceli bir de video hazırlamışlar. Bu videoda Victoria’nın meleklerini Mick Jagger’ımsı hareketler içinde görebilirsiniz ama ben şahsen videoyu adeta bir Rıdvan Dilmen edasıyla “Çok güzeller evet, ama bir Mick Jagger değiller” diyerek izledim. Siz yine de aşağıdaki videoyu izleyin ve en Mick Jagger hareketlerine sahip Victoria’s Secret meleği hangisiymiş, kendiniz karar verin. J



Fotolar: Daily Mail

23 Kasım 2011 Çarşamba

Zamansız ve İşlevsel Bir Gardırop İnşa Etmek

Pukka Living ekibi olarak çıkardığımız Müstesna İstanbul adlı kitabımız için geçtiğimiz sene yazı hazırlarken Beşiktaş’taki Örücü Burhan’ı ziyaret etmiştim. Kendisiyle görüşürken zaten gizliden gizliye bildiğim acı bir gerçek yüzüme tokat gibi çarpmıştı; insanlar artık kıyafetlerini onarmıyorlardı. Fast fashion her yerimizi işgal etmişti, bir kıyafeti onarmak yerine gidip yenisini almak insanlara hem daha kolay hem de daha hesaplı geliyordu. Zaten adı üstündeydi, hızlı moda! Hiçbir kıyafet onu onarmamıza değecek kadar değerli olamıyordu nazarımızda ve o kadar uzun bir süre hayatımızda kalamıyordu. İki, bilemedin üç ay sonra ondan sıkılıyor ve artık giymek istemiyorduk. Bunda modanın da etkisi büyük, çünkü bütün bunlar olurken o sizin önünüze almanız gereken bir dolu yeni şeyi çoktan koymuş oluyor bile.


Peki siz hangisisiniz? Modanın sizin önünüze koyduğu her güzel ve yeni şeyi hemen alan ve tek kullanımlık parçalara sahip olan mı yoksa modayı ve trend’leri var olan stilinizi beslemek için bir kaynak olarak gören, zamansız ve işlevsel bir gardırop inşa etmeye çalışan mı? Cevabınız ikincisiyse harika, ama ilkiyse muhtemelen şöyle bir durum içerisindesiniz: Dolabınız tepeleme kıyafet dolu, yatağınızın üstünde dahi küçük bir tepe var ama yine de her sabah giyecek hiçbir şeyim yok diye yakınıyorsunuz. Daha iki ay önce aldığınız bir elbiseyi bugün, hem de daha hiç giymeden, dünyanın en kötü elbisesi olarak nitelendiriyorsunuz. Dolabınız alıp alıp giymediğiniz, hatta varlıklarını bile unuttuğunuz parçalarla dolu. Muhtemelen Versace for H&M hiç tarzınız olmamasına rağmen, ondan da birkaç parça edinmeyi ihmal etmediniz. J Yani kısacası bunca varlığın içinde resmen yokluk çekiyorsunuz.


Bir de bu ikisinin arasında kalanlar var, benim gibi. Yani vücut tipini, stilini, neyi giyip neyi giyemeyeceğini çok iyi bilmesine rağmen, çok zayıf bir anında karşılaştığı bir kıyafet karşısında yenilgiye uğrayarak sırf rengine, modeline ya da üzerindeki desene vuruldu diye eve belki de asla giymeyeceği bir parçayla dönenler. Bir de bu parçalar öyle parçalar oluyor ki; ne elden çıkarmaya kıyabiliyorsunuz, ne de giyebiliyorsunuz. Onca paraya kıyıp aldığınız ciciler, dolabınızdan size hüzünlü hüzünlü bakarken siz de onlara gereken ilgiyi gösteremediğiniz için hayıflanıyorsunuz. Evet, benim de geçmişimde ne yazık ki böyle acı deneyimlerim oldu ve bunları bir daha yaşamamak, en azından minimuma indirmek için 3 temel kuralı yürürlüğe koydum ve bu kuralları sizinle de paylaşayım dedim. Kim bilir, belki işinize yarar. J


Kural 1: Güzel Olan Her Şey Senin Olmak Zorunda Değil!

Her sene yüzlerce güzel elbise, ayakkabı ve çantayla karşılaşıyoruz. Bütün bunların hepsine sahip olmanın imkansızlığı bir yana, aynı zamanda gereksiz de. Askıda çok güzel duran ama asla giyemeyeceğimiz kıyafetleri almak tamamen lüzumsuz bir harcama. Bu yüzden alışveriş yaparken gördüklerimizi muhakkak önce bir filtreden geçirmeliyiz. Ben bunu çeşitli soruları kendime sorarak gerçekleştiriyorum:
  • Bunu almayı gerçekten istiyor muyum?
  • Ürün fiyatı ile doğru orantılı mı?
  • Bunu nerede ve neyle giyebilirim? Daha da önemlisi giyebilir miyim?
  • Kendimi içinde rahat hissediyor muyum? (Bazı ayakkabıların bu soruyu görmezden gelmeme sebep olduğu doğrudur. J )
  • Uzun vadeli kullanabilir miyim? (İşte bu soru zamansız ve işlevsel bir dolap inşa etmenin kilit noktasını oluşturuyor.)

İşte bu sorulardan birine evet cevabını veriyorsanız, o ürünü alabilirsiniz. Ama ben genelde en az ikisine evet cevabı verdiğimde o ürünü almayı daha doğru, daha garantili buluyorum.


Kural 2: Vücudunu Tanı!

Bir başkasının üzerinde gördün, çok beğendin ve hemen almak istiyorsun. Hayır! Başkasının üzerinde güzel duran, senin üzerinde de güzel duracak diye bir şey yok; çünkü herkesin vücut tipi farklı. Moda aslında kusurlarımızı saklamak, güzel taraflarımızı ise ortaya çıkarmak için mükemmel bir silah. Bu silahı iyi kullanmak için ise önce vücut tipimizi tanımamız, sonra da ona göre alışveriş yapmamız gerekiyor.


Kural 3: Gardırobunu Sağlam Temeller Üzerine İnşa Et!

Gardırobumuzu tıpkı bir bina inşa eder gibi, sağlam bir temel üzerine inşa etmeliyiz. Bu sağlam temel ise bir dolabın olmazsa olmaz parçaları oluyor. Bu parçalar olmadı mı üzerine ne eklersek ekleyelim, o dolap yıkılır. Aynı zamanda bu parçalar zamansız oldukları için her daim kurtarıcımız olacaklardır. Dolabımızın bu olmazsa olmazları kişiden kişiye göre ufak farklılıklar gösterebilir belki ama bazıları var ki artık genelgeçer parçalar haline gelmiş durumda. Benim listem ise şöyle:
  • Deri ceket! 
  • Küçük siyah elbise!
  • Başta beyaz olmak üzere çeşit çeşit gömlekler. Kesinlikle kurtarıcı niteliğindeler.
  • Siyah topuklu ayakkabı!
  • Vücut şekline uygun bir denim pantolon!
  • Basic tişörtler, özellikle de siyah ve beyaz renginde.
  • Trençkot!
  • Yüksek bel etek ve pantolonlar. Bu benim tamamen kişisel zevkimle doğru orantılı bir madde. Onlarsız yapamıyorum diyebilirim.
  • Siyah kalem etek!
  • Şık bir clutch!

Siz de böyle bir liste yapmalı ve bu listedekileri temin etmeden üzerine yeni bir şeyler koymaya çalışmamalısınız.


Bu upuzun yazıyı buraya kadar okuyabildiyseniz şayet, bir de şunu ilave etmek isterim: Kıyafetlerinizden hemen vazgeçmeyin, onlara başka şanslar vererek başka şekillerde de kullanmaya çalışın. Kalplerini kırmayın. J

Fotolar: Daily Mail, Beauty Dart, Partique
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...