1 Kasım 2010 Pazartesi

Kasım'da SineModa Bir Başkadır.

Belle de Jour (1967)

Paris’teki "Yves Saint Laurent: 40 Years Of Creation" sergisindeki odalardan birinde Belle de Jour filminden bir sahne oynuyordu; Catherine Deneuve’un tüm güzelliğiyle YSL marka, kollarında ve yakasında beyaz detayları bulunan, diz hizasinda olan siyah bir elbiseyi taşıdığı o sahne. Ve o da oradaydı; ekranın hemen yanında, bir camekanın içinde, Catherine Deneuve’un üzerindeki elbisenin ta kendisi. Tüm ihtişamıyla, kanlı canlı orada öylece dikiliyordu. Kanlı canlı diyorum; çünkü bıraksan konuşacak, dillenecek gibiydi. O da senin benim gibi bir hayat yaşamıştı sanki;  anlatacak şeyleri, paylaşacak anıları vardı. Üstelik gelen ziyaretçileri selamlıyormuş gibi baktığına, yüzünde gururlu bir tebessüm olduğuna yemin bile edebilirim! Filmin üzerinden geçen yıllara rağmen asaletinden hiçbir şey kaybetmemiş olması da cabası.

İşte böyle filmler var ve böyle filmlerin içinde bir sahne. O sahne o kıyafeti ölümsüz kılıyor ya da o kıyafet o sahneyi, kim bilir. Bir şekilde o kıyafetler hayat buluyorlar, bizimle yaşıyorlar ve asla yaşlanıp ölmüyorlar. Evet, Breakfast at Tiffany's filmindeki küçük siyah elbise asla demode olmayacak ve evet, The Seven Year Itch’te Marilyn Monroe’nun giydiği uçuşan beyaz elbise asla unutulmayacak. Ama sadece bu kadar mı?

YSL sergisinden ve o elbise ile karşılaşmamdan sonra düşündüm. Acaba bana böyle bir oda verilse içini hangi filmlerle ya da hangi sahnelerle doldururdum diye. Sadece bununla da kalmadım, başkalarınınkini de merak ettim. Neden mi? Çünkü bu filmler ve kıyafetler hatırlanmayı hak ediyorlar. Çünkü onlar da bizim gibi yıllara meydan okumaya, zamanı durdurmaya çalışıyorlar. Ama bizim aksimize bunu başarabiliyorlar.

Bu vesile ile Tiglon ile bir araya geldik, çeşitli insanların kapılarını çalalım ve onlara bu hayali odayı verelim istedik. Belki hakkının yendiğini düşündüğümüz filmler var; belki kimsenin bilmediği, küçük siyah elbisenin gölgesinde kalmış, muhteşem kıyafetlerle dolu olduğunu düşündüğümüz filmler var; belki defalarca izlesek de bıkmadığımız, izlemeye doyamadığımız filmler var, filmlerimiz var.

Bir film “Kasım’da Aşk Başkadır” der. Kasım’da aşk başka mıdır, Kasım aşk ayı mıdır, bilmiyorum. Ama diyorum ki bu ay filmlere, bizim için unutulmaz olan karakterlere ve o karakterlerle birlikte ölümsüzleşen kıyafetlere adanmış olsun; SineModa Ayı olsun. Bu ay;

  • Çeşitli kişilerin kapısını çalalım, filmlerini öğrenelim. Sadece öğrenmekle de kalmayalım; onları, bu filmlerin yaşadığını bize ispat edercesine, seçtikleri filmden esinlenerek yaptıkları bir fotoğraf çekimiyle burada ağırlayalım.
  • Moda ve sinemanın birbirinden ayrılamaz bir şekilde iç içe geçtiği, geçtiğimiz hafta Tiglon’dan çıkan Sex and The City 2 filminin dvd’lerini ve yurtdışından özel olarak getirtilmiş Sex and The City ürünlerini kazanma şansını yakalayalım. Hediye edilecek ürünler hakkında bir fikir sahibi olabilmeniz için ise birkaçını aşağıya sıralıyorum:



SineModa’nın ilk konuğu ise StyleBoom olacak, bu seriyi ilk o boom’latacak. Ama o zamana kadar diyorum ki bu yazının altına kendi filmlerinizi yorum olarak bırakın. Sizi hem film hem de moda anlamında en çok hangi filmin etkilediğini açıklayın, Twitter'ınız varsa oradan da yazının linkini paylaşarak sonuna @gizemdalyan 'ı ekleyin ve içinde özel Sex and The City ürünleri bulunan bir çanta kazanmaya hak kazanın. (Lütfen mail adresinizi yazmayı unutmayın.)

Dediğim gibi, aşkı falan bilemeyeceğim; ama “Kasım’da SineModa bir başkadır.”

*Kazanacak kişi sayısı 2 olup, random.org üzerinden belirlenecektir. İsimler 7 Kasım tarihinde bu yazının altına eklenecektir.

Kazananlar: Yasemen K. ve Neşeli Günler

Belle de Jour fotosu: Farfetch

20 yorum:

JaleM dedi ki...

geçen sene sezonda olan "chanel" adlı film benim cevabımdır. çünkü, benim chanel tarzı (chanel stripes, chanel ceket, inci kolye vb.) giyinmeme ön ayak oldu...jalealem@gmail.com
http://jaleninalemi.blogspot.com/

NessParadise dedi ki...

The Devil wears Prada! derim ben..başka söze ne hacet.
nonpareil.fille@hotmail.com
http://twitter.com/#!/Nesssparadise07

tugba dedi ki...

Bir Audrey Hepburn hayranı olarak çok eski bir film olmasına rağmen Şahane Macera(Funny Face) i her defasında aynı zevkle izliyorum bence moda dünyasıyla içiçe daha iyi bir film olamaz.
tugba byc
byctugba@gmail.com

Adsız dedi ki...

Nezaman canım sıkılsa monotonluktan iş hayatının yogunlugundan hemen bır doz Breakfast at Tiffany's..Bu fılmdekı hersey unutulmaz ev partıleri, George Peppard,huzur dolu Tiffany's,yagmur altındakı opusme fakat benı en derınden etkıleyen Audrey Hepburn un kendısı hıc eskımeyen bır moda benım ıcın..sofistike tavrı sıyah asıl dız hızasındakı elbıselerı babetlerı genıs gozluklerı ve trenckotu hayatımıza sokan ve 2010 yılında bıle gulen gozlerıyle hala unutulmaz bır efsane..
pelenndogan@hotmail.com

yasemen k. dedi ki...

mükemmel bir fikir olmuş! şuan aklıma o kadar fazla kıyafetlerine hayran olduğum filmler, saatlerce üstündekini incelediğim sahneler geliyor ki bir an duraksadım!

Funny Face'in üzerimde bıraktığı etkiyi es geçemem! Günümüzde eskilere dönüşü şidetli bir şekilde yaşarken; Audrey Hepburn'n bele kadar oturan sonrasında çan,kabarık gelen elbiseleri,tütü etekleri!

Bir de Pretty Woman'ın vardır ki kanımca o da bu zamanların modasına şuan ışık tutan filmlerden biridir! Şapkalarıyla, kıpkırmızı dar gece elbisesi ve boyfriend ceketleriyle gözümüze hitap etmektedir...

Yasemen K.
http://altbilgi.blogspot.com/
altbilgi@gmail.com

Gizemli Tosbaga dedi ki...

Şeytan Marka Giyer, kesinlikle her izlediğimde üzerimde aynı etkiyi bırakıyor... Harikulade bir sinema+moda birleşimi...

Gizemli Tosbaga
http://gizemlitosbaga.blogspot.com/

lazyemy@gmail.com

nihan dedi ki...

Süpperrrr bir proje,zevkle katılıyorum :)
Benim vazgeçilmezim Dirty Dancing :)) kaç kere seyrettiğimi hatırlamıyorum ve hala da dvdye koyup izliyorum canım istedikçe
O zamanlarda yaşamayı sırf kıyafetler yüzünden çok istemişimdir :)

http://cilgineltiler.blogspot.com/
http://twitter.com/parmakkurabiye
parmakkurabiye@gmail.com
Nihan Keçeci Tali

Funny Me dedi ki...

tabi ki grease diyeceğim beni çok etkilemişti, o yıllarda da modayı gerçekten etkilediği çok iyi biliniyor. Zaten izleyen herkesin gözünün önüne giyim tarzları saçları gelmiştir.

http://twitter.com/#!/Sheedaa
gokceseyda@hotmail.com
şeyda

tugba dedi ki...

Bir Audrey Hepburn hayranı olarak çok eski bir film olmasına rağmen Şahane Macera(Funny Face) i her defasında aynı zevkle izliyorum bence moda dünyasıyla içiçe daha iyi bir film olamaz.
tugba byc
byctugba@gmail.com

Neşe Kılavuz dedi ki...

Pretty Woman ı çok beğeniyorum. 100 kere izledim. hiç bıkmadan her zaman izlerim.
Twitter da izlemeye aldım. ve konuyu paylaştım.
http://twitter.com/#!/neseege
Neşe Kılavuz
neseege@mynet.com

Adsız dedi ki...

Benim için kıyafetleri ilginç olan film(ler) Lord of The Rings üçlemesidir. Modayı etkilemediler ve günlük hayatta elbette giyilemezler ama bu Arwen, Galadriel ve Eowyn'in elbiselerini beğenmeme engel değil ^.^ Hatta Galadriel'in beyaz dantelli elbisesi biraz modifiye ile çok şahane bir gelinlik olabilir benim nazarımda.

Sevgiler,
Nyuu

Adsız dedi ki...

cevabım kesinlikle Pretty Woman
richard gere'in güzel bakışları, julia roberts'ın ışıl ışıl gülümsemesi için bile izlenesi film. Julia Roberts, filmdeki uzun çizmeleri, mini elbisesi ve manken gibi fiziğiyle bir çoğumuzun hafızalarına kazınmıştı .

hkurtuluss@hotmail.com

Dennis Satıyor dedi ki...

"The Devil Wears Prada" çok kere izlediğim, moda camiasını gayet güzel anlatmış bir filmdir :) Prada'yı da daha bir markalaştırmıştır ismi nedeniyle.. Hem çok eğlendirmiş, hem de camianın içinde olanları öğrenmemi sağlamış, hem de şahane kıyafetler ile görsel bir şölen oluşturmuştur...

dennissatiyor@gmail.com

ilknur dedi ki...

Breakfast at Tiffany's ilk ve öncelikli gözağrım abi ki de..
sunayilknur@gmail.com

Stardust Memories dedi ki...

inanmıyorumm taslakta bekleyen gelmiş geçmiş en modasal filmler konulu yazım vardı :) internetten uzak olduğum için kaçırmışım herşeyi. mükemmel olmuş çekim de yazında.
filme gelirsek de o kadar çok var ki funny face, blow up ya da atonement diyorum. keira süperdi o filmde..

b'locked dedi ki...

benim için my fair lady'dir
günümüz modasındaki en az 5 stili birden bu filmde görmek mümkün
zerrin.kosif@gmail.com

Project Adore by Ece Sarıcı dedi ki...

Merhaba,
Benim için Grace Kelly - "Rear window"-"Arka Pencere" - tek tek hepsi çok güzel ama özellikle siyah body, inci kolye ve kabarık tutu eteği ve "High Society"-"Yüksek Sosyete"-yine tüm kostümler çok başarılı - elimde olsa bu tarz giyinebilsem...gördüyseniz mutlaka hatırlıyorsunuzdur ama görmeyenler için; http://www.gracekellyonline.com/pictures/ adresinden filmlerin fotoğraflarına bakabilirsiniz...Sevgiler,

yıldız dedi ki...

benim için moda ve film olarak en çok cezbeden şeytan prada giyerdi .

öyle bir ortamda zorda olsa çalışmak isterdim ;)

sevgiler

yildizlimakyaj.blogspot.com
yildiz111@hotmail.com

Melike Güner dedi ki...

Benim hayatımın filmi Amelié dir, beni başka hiçbir film o kadar etkilemedi. Filmin moda açısından pek bir etkileyiciliği çok ama yeşil ve kırmızı filmin de Amelié nin de renkleriydi. sanırım yorumu gönderdikten sonra bir daha izleyeceğim :)
http://melikeg.blogspot.com/
melike0605@gmail.com
http://twitter.com/#!/melikeguner

bicool dedi ki...

inanmazsın beni en çok etkileyen kıyafetler küçük sırlar dizisinde kızların giydikleri... Onlar ne öyle ya nerden buluyolar anacım bende isterem yaaa... heppssi@hotmail.com http://twitter.com/cadikazani01

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...