2 Aralık 2011 Cuma

BOOK QUEEN: Remembering Audrey: Audrey Hepburn ve Yavru Geyiği


Audrey Hepburn; ölümünün üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen, sanki az önce yeni filminin galasına katılmışçasına, 2012 Oscar’larının en büyük adaylarından biriymişçesine hala taze, sıcak, heyecan verici ve sürprizlerle dolu. Audrey Hepburn’ün geçmişten günümüze uzanan, günümüzden de geleceğe uzanacak olan bir ilham perisi olma durumu, sahip olduğu kimseye benzemeyen naif güzelliğinin, stilinin ve yeteneğinin muhakkak ki tabii bir sonucu. Bir oyuncu olarak, bir moda ikonu olarak, bir aktivist olarak ayrı ayrı kendisi hakkında onlarca sayfalık yazılar yazılabilir ama bu yazı daha çok, yıllar sonra bile kendisi hakkında bir şeyler okuduğunuzda sizi hala şaşırtabiliyor olması ile alakalı.


İçinde Bob Willoughby tarafından çekilmiş yüzden fazla fotoğrafın olduğu, Audrey Hepburn’ün oyunculuk kariyerini, aktivist yönünü, özel hayatını gösteren ve 2008 yılında yayınlanan Life: Remembering Audrey adlı kitabı incelerken Audrey Hepburn’e bir kez daha hayran olmamak ve bazı kareler karşısında saatler geçirmemek elde değil. Bu karelerden en dikkat çekenleri de Audrey Hepburn’ün geyiği ile beraber çekilmiş olanları. Evet, yanlış duymadınız; Audrey Hepburn’ün bir geyiği vardı.


Bu yavru geyik, 14 yıl boyunca evli kaldığı kocası Mel Ferrer’in, Audrey’nin yaptığı düşük sonrası kendisine moral olsun diye verdiği bir hediye. Audrey’nin Pippin adını verdiği bu geyik bir dönem Audrey ile birlikte setten sete, sokaktan sokağa dolaşmış, hatta beraber süpermarketlere bile gitmişler. Audrey’nin bu anlarını fotoğraflama şansına sahip olan Willoughyby, o günlerden şöyle bahsediyor: “Audrey’i o yavru geyik ile görmek gerçekten inanılmazdı. Audrey’nin evdeki yardımcısı da Ip (geyiğin takma adı) ile Audrey ‘nin evde beraber nasıl da huzurlu uyuduklarını görünce gözlerine inanamadığını söylüyordu.”


Geyiği ile uyuyan Audrey, vakt-i zamanında yardımcısını nasıl şaşkınlık içinde bıraktıysa, ölümünün üzerinden geçen 18 yılın ardından kendisi hakkında bir şeyler okuyan bizleri de hala işte böyle şaşkınlık içinde bırakmaya devam edebiliyor. Ölümsüzlük dedikleri böyle bir şey olsa gerek.

Söylenene göre  Audrey, ileride ister istemez geyiğinden ayrılmak zorunda kalınca kalbi çok kırılmış, içi parçalanmış, çok üzülmüş. Audrey'nin oğlu Luca ise o zamanları şöyle anlatıyor: "Ayrılmak zorunda kaldıklarında ne kadar üzüldüğünü bize sürekli anlatırdı. Bu durum ayrıca ondan bize büyük bir miras bıraktı: Doğa, onunla oyun oynayabileceğin bir şey değildir."

Fotolar: Classic Cinema Gold

7 yorum:

mamba dedi ki...

kaybettiğin biricik kedin için önce çok üzüldüğümü sölemem lasım benim 2 pisiciğimde gözbebeklerim ve yokluklarını düşünemiyorum bile..Aundrey in geyiği gerçekten çok özel bir post konusu olmuş,ve yerinde bir anlatım,etkilenmemek elde değil kuşum:(

The Lizard Queen dedi ki...

mambacim, cok tesekkur ederim. valla kahrolduk ama yapacak bir sey yok. yasliydi da zaten, eninde sonunda olecekti belki ama onca senenin ardindan insan cok alisiyor. yaziyi da begenmene sevindim.

gülümse dedi ki...

tatlım ben de kedin için üzüldüm,başınız sağolsun. audreyin bu özelliğini de hiç bilmiodum,sayende öğrenmiş oldum:)

The Pink Shopaholic Princess dedi ki...

Hayatımda okuduğum en güzel postlardan birisi olmuş. Ellerine sağlık:)

thepinkshopaholicprincess.blogspot.com

The Lizard Queen dedi ki...

@gulumse cok sagol gulumsecim. iste tipki dedigim gibi; audrey yillar sonra bile insanlari boyle ozellikleriyle sasirtabiliyor. :)

@the pink shopaholic princess cok tesekkur ederim, cok mutlu oldum. :)

Aylin at Lila Moonlight dedi ki...

Bir Audrey hayrani olarak, bu ozel konulu postu cok sevdim. Ve de blogunu da cok sevdim, klube hemen katildim : ) Blogumu ziyaretin ve guzel yorumun icin de tesekkurler. Seni de klubumde gormek cok hos olur, Floransayi da sevdigine gore : )

kostas dedi ki...

Very chic and beautiful.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...