13 Eylül 2011 Salı

GEZGİN QUEEN: Floransa ve Galleria del Costume di Palazzo Pitti

Roma, Napoli, Milano, Venedik, Pisa, Siena ve Floransa’dan oluşan pek yorucu ama bir o kadar da keyifli olan İtalya tatilimden geçtiğimiz haftalarda geri döndüm. Döndüğümde beni bekleyen harika bir Jamiroquai konseri ile defileler ve partilerle oldukça yoğun geçen bir İstanbul Fashion Week olduğundan blog’da bu tatilden bahsetmeye pek zamanım olmamıştı açıkçası. İtalya’da geçirdiğim 20 günü buraya olduğu gibi aktaramamış olsam da bir şey var ki, değinmemek olmazdı.

İtalya’dan aklım Venedik, kalbim ise Floransa’da kalmış bir şekilde geri döndüm. Floransa’yı o kadar çok sevdim ki, planlanan tatilde Floransa’ya ayrılan gün yalnızca 2 iken, ben o sayıyı 6’ya çıkarıverdim. Bu 6 günün bir gününü de plansızca, elimde harita ya da kitap olmadan, kimseye bir şey sormadan geçirmek istedim. İşte o gün ayaklarım beni Piazza Pitti’ye götürdü. Burada tesadüf eseri Galleria del Costume di Palazzo Pitti’yi keşfettim. Açıkçası içeride ne sergilendiğine dair pek bir fikrim yoktu ama costume kelimesi, giriş biletini almam için yeterliydi. İçeride Gianfranco Ferrè, Givenchy ya da Roberto Cavalli’lerin beni beklediğini bilseydim muhtemelen uça uça, seke seke giderdim.




Galleria del Costume di Palazzo Pitti’nin şöyle bir özelliği var; konu hep moda olsa da içerisinde sergilenen kıyafetler her 2 ya da 3 senede bir değişiyor.  Bu nedenle kendisini bundan böyle sıkıca takip etmeyi, her 2-3 senede bir buraya uğrayarak hem Floransa’ya olan özlemimi gidermeyi hem de bu müzeyi gezmeyi planlıyorum.

Şu anda Galleria del Costume di Palazzo Pitti’de 3 farklı yüzyıla ait kıyafet ve aksesuarların birbirlerine olan benzerliklerine göre gruplara ayrıldığı bir koleksiyon sergileniyor. Böylelikle yüzyıllar arasındaki farklılıklara ve benzerliklere, kadın vücudunun nasıl şekil değiştirdiğine, modanın geçmişten nasıl beslendiğine, zamanında moda olmuş şeylerin yüzyıllar sonrasını nasıl etkilediğine ve esin kaynağı olduğuna şahit oluyor ve mutluluk ile heyecan karışımı bir duyguyla bu zaman yolculuğunun bir parçası haline geliyorsunuz. Gördüğüm hiçbir parçayı unutmak istemediğim için çıkışta kitabını da edindim ve en beğendiğim parçalardan bazılarını scan ederek (her ne kadar kitap zarar görmesin  diye biraz eğri olsalar da) sizinle paylaşayım istedim.




Asla terk etmek istemediğim ve tekrar tekrar başa dönerek toplamda 3 kere baştan gezdiğim bu müzede önce yarı açık ağzımla hayranlıkla incelediğim, sonra tasarımcısına bakmak için yanlardaki bilgileri okuyunca kimin tarafından tasarlandığını öğrendiğim tüm tasarımlar Gianfranco Ferrè’ye aitti. Ama bir tanesi var ki; yarım saat yanından ayrılamadığım, dönüp dönüp tekrar incelediğim için gözetmenler birazdan camı kırıp kıyafeti çalmaya yelteneceğimi düşünmüş olabilirler. O da şu:


Paylaştığım görseller, kıyafetler ve müze hakkında fikir sahibi olunmasını sağlıyor olsa da hiçbiri yakından görmenin tadını vermiyor maalesef. Onlara dokunmayı ve vakt-i zamanında onları giymiş olan kişilerin hislerini tahayyül dahi edemiyorum ama muhteşem bir his olmalı.

Olur da bir gün Floransa’ya yolunuz düşerse burayı mutlaka ziyaret ederek kendinize bu kıyafetleri yakından görmenin keyfini yaşatın. O zaman ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız.

2 yorum:

Susan dedi ki...

great dresses :)

Sezen Uygur dedi ki...

Süper bir yazı olmuş. Keşke bu blogu önceden keşfetseydim de Floransa'ya gitmişken Galleria del Costume di Palazzo Pitti'ye uğrasaydım.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...