22 Kasım 2011 Salı

Bir Moda İkonu: Carmen Dell'Orefice

Bir kadın düşünün ki hem Vogue’a kapak olan en genç modellerden biri olarak anılsın, hem de çalışan en yaşlı model unvanına sahip olsun. Modelliğin Cahit Sıtkı Tarancı’nın ünlü şiirindeki yaşa gelindiğinde bırakılması gerektiğine inanlara inat, 66 yıllık modellik kariyeriyle hala dimdik ayakta dursun. İşte o kadın, yani Carmen Dell’Orefice,  London College of Fashion tarafından 16.11.2011-14.01.2012 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan, kariyerini ve hayatını anlatan fotoğraflarla dolu Carmen: A Life in Fashion adlı bir sergiyle onurlandırılıyor. Bu sene 80. doğum gününü kutlamış olmasına rağmen güzelliğinden ve eşsiz karizmasından hiçbir şey kaybetmemiş, aksine yıllar geçtikçe güzelleşmiş olan bu kadını bir de biz bu sayfalarda onurlandıralım ve hala devam ettirdiği modellik kariyeri karşısında şapkamızı çıkartalım.


Modelliğe Başlayış

3 Haziran 1931 yılında dünyaya gelen Carmen Dell’Orefice, ilginç ve farklı güzelliğini İtalyan ve Macar genlerinin birbirine karışmasına borçlu. Carmen henüz 13 yaşındayken, New York’ta, bale sınıfına gitmek için bindiği otobüste kocası Harper’s Bazaar fotoğrafçısı olan bir kadın tarafından keşfediliyor. Böylelikle bir deneme çekimi ayarlanıyor ve çekimin sonucunda bu fotoğrafçı kendisine resmen “İyi kızsın, hoş kızsın ama maalesef ki fotojenik değilsin” diyor. Einstein’a da hocaları salak dememişler miydi zaten? İşte bu noktada Carmen’in Vogue editörü Carol Phillips’in yakın arkadaşı olan vaftiz babası devreye giriyor, yakın arkadaşıyla bağlantıya geçerek Carmen’e bir çekim daha ayarlıyor ve daha iki hafta önce fotojenik bulunmayan Carmen, iki hafta sonra kendisini Host P. Horst’un objektifi karşısında buluveriyor.

Bu sayede Carmen, Vogue ile bir kontrat imzalama şansını elde ediyor ve hala daha adını duyduğumuzda heyecanlanmamıza sebep olan bir ismin, Diana Vreeland’in karşısına çıkıyor. Diana, Carmen’i iyice bir süzdükten sonra kendisine şöyle diyor: "Boynunu biraz daha uzat, ben de seni Paris’e yollayayım." İşte altın kız Carmen Dell’Orefice için her şey böyle başlıyor.


Aile Hayatı

Böyle anlatınca Carmen’in hayatı kulağa peri masalı gibi gelebilir. Ama işin aslı öyle değil, onun ki daha çok bir Külkedisi hikayesi. Babası Carmen daha çok küçükken evi terk ediyor. Aşırı hırslı annesi ise ne yaptıklarını ne de fiziğini yeterli buluyor. Carmen’in tek istediği annesi tarafından sevilmekken, annesi onu sürekli en iyisi, en başarılısı olması için zorluyor. Üstelik maddi durumları da o kadar kötü ki, evlerinde telefon olmadığı için Vogue, evlerine birilerini yollamak suretiyle Carmen’i modellik işlerinden haberdar ediyor. Modellik Carmen için aslında bir kurtuluş oluyor, modellik yaparak kazandığı paralar sayesinde hem kendisini hem de ailesini geçindiriyor.


Modellikte 66 yıl

1940’lar modelliğe bakışın farklı olduğu, modellik yaşının pek de tartışılmadığı yıllar olsa gerek. Çünkü henüz 13’ündeyken Carmen, şimdi olsa günlerce konuşulup kınanacak bir şey yapıyor; Salvador Dali’ye üstsüz bir şekilde poz veriyor. 15’ine geldiğinde ise ilk Vogue kapağı çekimini dönemin önemli fotoğrafçısı Erwin Blumenfeld ile gerçekleştiriyor ve onun en sevdiği modellerden biri haline geliyor.

Carmen kariyeri boyunca Vogue kapağını 6 kez süslüyor, 14 kozmetik reklam kampanyasında yer alıyor ve Norman Parkinson, Richard Avedon, Irving Penn, Cecil Beaton gibi dönemin en başarılı fotoğrafçıları tarafından fotoğraflanıyor. 2000’de John Galliano, 2004’te Hermes, 2011’de ise Alberta Ferreti için podyuma çıkıyor ve modelliğe başladığı ilk günden bugüne kadar ara vermeden devam ediyor; tam 66 yıl.


Güzelliğinin ve Yaşlanmıyor Oluşunun Sırrı

Kestane renkli saçları yıllar içinde beyaz rengini aldı, biraz daha olgunlaştı, her geçen gün daha iyi bir model oldu ama Carmen Dell’Orefice asla yaşlanmadı, en azından bizim yaşlılığı tanımladığımız şekilde. Peki 80 yaşında olmasına rağmen nasıl hala bu kadar güzel ve zarif? Kendisiyle yapılan bir röportajda bu soruya ”Eğer birkaç kilo almışsam hemen yemeği keser ve sıvı diyetine girerim, çünkü hayatta denge ve disiplin çok önemli” diye yanıt veriyor ve ekliyor, “Hiçbir zaman güneşe çıkmadım, içki ve sigara içmedim. Bunların dışında bir sırrım yok.”

Peki biz de sigara içmesek, güneşe çıkmasak ve alkol kullanmasak bir Carmen Dell’Orefice olabilir miyiz? Hiç sanmıyorum.

Fotolar: Huffington Post, The Last Goddess, The Lingerie Addict, The Very Smong

7 yorum:

gülümse dedi ki...

ay bayıldım bu kadına gerçekten çok güzel görünüyor

Fikriye Filtresiz dedi ki...

Daha ne sırrı olsun içki yok, sigara yok, güneş yok, bir de 2 kiloda sıvı diyeti..Yok ben 55'lik ömre razıyım:)

http://alisverisdanismani.blogspot.com

Gardrop Kedisi dedi ki...

harika bir yazı olmuş! kendisini çok beğeniyorum, müthiş bir kadın.

Unknown dedi ki...

yazın harika olmuş tatlım.. görüyordum ve merak ediyordum öncesini süper oldu =) ders çalışmam gerekirken bunu okudum ona göre =*

The Lizard Queen dedi ki...

@gulumse yaslandikca daha da guzellesmis.

@alisveris danismani ahahahah cok guldum. onlari yapsak bile yine de bir carmen olabilecegimizden supheliyim zaten.

@gardrop kedisi cok tesekkurler!

@girlshygirlguide cok sagol canim. olsun olsun, ders aralarinda boyle molalar vermek iyidir. :)

selenacar dedi ki...

gerçekten çok güzel olmuş,ee tabi yazıda kadın güzel olunca :)

selinsecen.com dedi ki...

Sigara-içki ve güneş konusunda aynı yöntemi izleyen biri olarak ciddi anlamda faydasını gördüğümü söyleyebilirim. :) Bir de kilo almak konusunda yaparsam oh ne ala.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...