10 Kasım 2011 Perşembe

SineModa: The Godfather ve Kay Corleone

Ekşi Sözlük’te biri The Godfather için şöyle demiş: Bence filmler The Godfather ve diğerleri olmak üzere ikiye ayrılır. IMDb’nin Top 250 listesinin en üst sıralarında yer alması ve buradaki yerini yıllardır koruması da, böyle düşünen daha pek çok insanın olduğunu çok net bir şekilde gözler önüne seriyor. Marlon Brando, Al Pacino ve Robert de Niro gibi üç büyük ismi bir seride buluşturmasıyla, harika soundtrack’iyle, Al Pacino’nun Michael Corleone’nin kolej çocuğundan bir mafya babasına olan o geçişini akıl almaz bir başarı ile canlandırmasıyla, mükemmel senaryo ve kurgusuyla, Marlon Brando’nun her zamanki gibi Marlon Brando oluşuyla The Godfather üçlemesi, gelmiş geçmiş en “baba” film olarak anılmayı sonuna kadar hak ediyor.

James Brown’ın “It’s a Man’s World” adlı şarkısını bu filmi tanımlamak için kullanabiliriz aslında. Filmde kadınların oldukça geri planda kaldığı, erkek egemen bir tablo ile karşılaşıyoruz. Ama bütün bunlara rağmen gerek duru güzelliği, gerek saçları ve gerek giydikleriyle aradan sıyrılan ve parıldayan bir kadın var; o da Kay Corleone rolüyle karşımıza çıkan Diane Keaton. Giydiği kıyafetler o kadar göz alıcı ve Diane Keaton baştan sona o kadar ilham verici ki, SineModa bunu es geçemezdi. Ayrıca saf bir genç kızdan mafya eşi olmasına uzanan süreci tek tek giydiği kıyafetler üzerinden okumamıza olanak veren styling çalışması da ayakta alkışlanacak derecede başarılı.



Kanımca en başarılı kostümleri gördüğümüz ilk filmin kostüm tasarımcısı Anna Hill Johnstone. Kay ile ilk defa Michael’ın kardeşinin düğününde tanışıyoruz. Burada giydiği geniş beyaz yakalı, turuncu renkli uzun elbisesi ve kafasındaki şapkasıyla daha ilk sahneden çevresindeki herkesten farklı olduğunu bizlere gösteriyor. Ayrıca bu kıyafeti bence Diane Keaton’ın canlandırdığı bir diğer karakter olan Annie Hall’un yelekli, kravatlı maskulen kıyafeti kadar kült olmayı da hak ediyor. Serinin ilk filminde dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da şu: Kay’in her kıyafeti mutlaka kırmızı ya da turuncu tonlarında gidip gelen bir detay içeriyor. Başlarda tamamı turuncu ya da kırmızı olan kıyafetlerle karşımıza çıkarken, film ilerledikçe bu renkleri yalnızca kemer gibi küçük detaylarda görmeye başlıyoruz. Bu renklerin giderek azalıp en sonunda yok olmasıyla sanırım Francis Ford Capolla bizlere Corleone ailesinin Kay üzerindeki etkisini, nasıl kendi olmaktan çıkıp Corleone ailesine adapte olduğunu anlatmaya çalışıyor.


Serinin ikinci filminin kostüm tasarımcısı ise Theadora Van Runkle. Bu filmde saçları koyulaşmış; bej, siyah gibi renkleri tercih eden; ilkine göre daha az dikkat çeken bir Kay Corleone var. Giderek renksizleşen giyim tarzı serinin ikinci filminde doruklara ulaşmış. Ama bu filmin başlarında giydiği lila rengi bir elbise var ki, Diane Keaton’ın zerafetiyle de birleşince ortaya çıkan Kay Corleone tek kelime ile kusursuz olmuş.


Serinin üçüncü filminde artık yaşı oldukça ilerlemiş bir Kay Corleone ile karşılaşıyoruz. Kötü bir evlilik geçirmiş, çocuklarından uzun yıllar ayrı kalmak durumunda kalmış, bu yüzden içten içe mutsuz olan Kay Corleone’nin iç dünyası kıyafetlerine de yansıyor. Serinin sonuncu filminde Kay’i genelde toprak tonları ve ceket-etek takımları içinde görüyoruz. Bu filmin kostüm tasarımcısı ise Milena Canonero.

Bu filmlerin her şeyden önce bir erkek filmi olarak görülmesi nedeniyle başka bir gözle izlenmesinden olsa gerek, Kay Corleone'nin bütün seri boyunca göstermiş olduğu şıklık gözden kaçırılmış olmalı. Yoksa bana kalırsa bu film serisi; en iyi mafya filmi, en iyi film gibi ünvanlarının yanına bir de modasal anlamda en başarılı filmlerden biri olduğunu da eklemeli. Bu yüzden bugün kendinize reddemeyeceğiniz bir teklif yapın ve bu yazıdan hemen sonra The Godfather'ı izlemeye başlayın.

Fotolar: Chicago Sun-Times, Proparchives, Fuck Yeah Al Pacino and Diane Keaton

6 yorum:

SWL dedi ki...

daha geçtiğimiz hafta bu filmi izledim bende. onun üzerine gerçekten çok iyi geldi bu post. kıyafetler oldukça ilham verici ;)

www.sevalvemoda.blogspot.com

gülümse dedi ki...

ben Godfatherı ve starwarsı hiççç izlemedim :P ama sonuçta klasikleşmiş seriler bunlar,izlemek şart oldu:))

Rainbow Gatherer dedi ki...

giysiler inanılmaz güzel özellikle mavi şifon elbiseye bayıldım :)

http://rainbowgatherer.blogspot.com

The Lizard Queen dedi ki...

@swl, harika bir film degil mi? ben totalde 9 saat suren bu uclemeyi arka arkaya izlemistim bir de. :))

@gulumse, ben iki seriyi de izledim. mutlaka izlemelisin. ikisine de ayri ayri bayilirim. :)

@rainbow gatherer, degil mi? bugune kadar the godfather adinin bu nedenle modasal anlamda pek anilmiyor olmasi gercekten sasirtici.

Unknown dedi ki...

bir çok ilgi alanını kombinleyerek yazdığın postlarına daha bi çok bayılıyorum
:)
http://deryaharman.blogspot.com/

The Lizard Queen dedi ki...

deryacim, cok tesekkur ederim. ben de boyle seyleri duyunca daha bir cok mutlu oluyorum. :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...