"En çok kullandığınız giyim ürünleri hangileri?" diye sorsalar önce beyaz tişört der, arkasından da kilotlu çorabı yapıştırırım. ( İç çamaşırını ve ayakkabı çorabını ise en azından kendim için bir zorunluluk olarak addettiğimden bu listeye dahil etmiyorum.)
Kilotlu çorabın olmadığı bir hayat düşünemiyorum. Renkli olanları çok fazla tercihim olmasa da siyah olanı dünyanın neresine gidersem gideyim, hangi mevsim olursa olsun mutlaka yanımda. Soğuk havada iki kat, dümdüz basit bir elbisenin altına giy bir renkli çorap, kıyafetine renk kat. Mini eteğin, şortun altına, kışın ortasında Budapeşte'ye gidiyorsan, donmamak için gerekirse pantolonun altına, yani anlayacağın kilotlu çorap her derde deva...
Bu sıcaklarda kilotlu çorap mevzusuna nasıl oldu da geldin dersen onu da açıklayabilirim: Türk çorap markası Vog, artık internet üzerinden de satış yapmaya başlamış ve "Vog socks on the web now" sloganlı bir reklam kampanyası hazırlamış. Buradaki "web" kelimesini daha da vurgulayabilmek için modeller karşımıza 6 bacaklı, Vog çorapları giyen örümcek kadınlar olarak çıkıyor. Akılda kalmasını sağlayan basit ama oldukça ilgi çekici bir fikir:
Bu reklam kampanyasını gerçekleştiren ajansın TBWA, kreatif direktörlerinin ise İlkay Gürpınar ve Emre Kaplan olduğunu da belirtmekte fayda var.
Kilotlu çoraplar her ne kadar bu sıcaklarda çekilmez bir hal aldıysa da diz üstü çoraplar ve açık ayakkabılarla birlikte giyilen soket çoraplar bu yaz çok moda der ve Eddie Izzard'ın bir sözüyle yazıyı noktalarım: "Never put a sock in a toaster. " :)
Fotolar: I Believe In Advertising
1 yorum:
çok başarılı!
Yorum Gönder