6 Ekim 2010 Çarşamba

Kışkışlama Kışı.

Kış gelmiş, hava soğukmuş, insanlar mutsuzmuş. Hatta bu kış son 1000 yılın en soğuk kışı ile karşılaşacakmışız. Ne yapacakmışız? Şikayet… Şikayet… Kış bu kadar kötü bir şey mi? Bence değil, hiç değil.

Kış, kahve ile sigaranın beraber içilebildiği güzel sabahların mevsimi. Hele bir de kar yağıyorsa, elinde güzel bir kitap, cam kenarına tüneyip de dışarıyı izleme mevsimi. Anneye ya da anneanneye örmesi için sipariş verilen kazakların mevsimi. Rengarenk atkıların, çorapların, berelerin hakkını verme mevsimi. Salep ve bozanın mevsimi!  Bir de sokağınızdan “Bozaaaacııı!” diye bağıran bir bozacı geçecek kadar şanslıysanız, nostaljilerin, çocukluğun mevsimi. Üşüyen ellerin mevsimi. Üşüyen elleri ısıtacak sevgilinin değerini daha iyi anlama mevsimi. Yorgan altında, kedinizle yanak yanağa izlenen filmlerin mevsimi. Sıcak şarabın yanında yenilen mis gibi tarçınlı kurabiyenin mevsimi. Botseverler Derneği üyelerinin favori mevsimi. İstiklal Caddesi üzerinden alınan kestanelerin mevsimi. Buz gibi bir havada bir anda beliren kış güneşi sayesinde ufak şeylerle de mutlu olunabileceğini anlama mevsimi. Üflemeden püflemeden ütü ve yemek yapabilmenin, çalışabilmenin mevsimi. Ha bir de yaza dair planların yapıldığı, tatil hayallerinin kurulduğu mevsim; hayal mevsimi.

“Kış! Kış!” deme kışa, kışkışlama, bırak gelsin. Hoş gelsin.

Harper's Bazaar US Ekim 2010 "The Big Chill"
Fotoğrafçı: Karl Lagerfeld, Model: Abbey Lee Kershaw, Sebastian Lund, Styling: George Cortin



Fotolar: Fashionising

2 yorum:

Elif UYSAL dedi ki...

Bir de snowboard yapma mevsimi tarafımca 4 gözle beklenen:)))

The Lizard Queen dedi ki...

iyi bari, sikayet etmeyen birilerini buldum sonunda. ne guzel :))

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...