14 Mayıs 2010 Cuma

KAŞİF QUEEN: Kitabın Moda Hali


Her şeye çabucak alışabiliyoruz aslında. Alışıp alışkanlık haline getirebiliyoruz. Sigaraya, yeni sevgiliye, çalışma koşullarına, trafiğe, hatta haksızlığa bile. Alışıyoruz, alışıyoruz da ses bile çıkarmıyoruz sonra.

Ama iş kitap okuma alışkanlığına gelince o biraz farklı. Ona bir türlü alışamıyoruz, alışkanlık haline getiremiyoruz. Bu alışkanlığı bizden önceki jenerasyon mu iyi aşılayamıyor, yoksa bizim hamurumuzda mı var bir bozukluk, bilemiyorum. Ama içinizde, özellikle üniversiteye hazırlanma çağında, test kitaplarına gömülmek yerine roman okumayı tercih ettiği için anne-babasından azar işitmiş olanlar var, vardır, bunu biliyorum.

Belli başlı, kült olmuş kitapları bile bilmiyoruz. Bir kısmının filmleri de çekilmese gerçekten vay halimize. Ama filmini de izleyince bu sefer kendimizi biliyor sanıp "İzledik ya, okumaya ne gerek var?" diyoruz.

Out Of Print Clothing adlı bir marka işte bu kült olmuş kitapların kapaklarını tişörtlere taşıyor. Misyonunun bu güzel hikayeleri moda aracılığıyla anmak olduğunu söyleyen markada 1984, Lolita, Moby Dick, Fareler ve İnsanlar gibi kitapların kapaklarını tişörtlerin üzerinde bulabilirsiniz. Hatta geçenlerde izlediğim bir Okan Bayülgen programında bahsi geçen ve kimsenin bilmediği The Catcher in The Rye (Gönülçelen/Çavdar Tarlasında Çocuklar) adlı kitabın da tişörtü mevcut.

Her şeyden önce kitap okumak moda olsa keşke ve modası hiç geçmese...


Lizard'ın Notu: Tişörtler 28$ ve dünyanın her yerine yolluyorlar.

5 yorum:

francesca mckennitt dedi ki...

hayatında tek bir kitap okumamış arkadaşlarım var.. hayret etmekten öteye gidemiyorum.

Eda dedi ki...

The Cather in the Rye, kimsenin bilmediği bir kitap değil ki.. Salinger yakın zamanda öldüğünde Türk basınında ve yabancı basında çarşaf çarşaf yazılmıştı edebi geçmişi ve önemi - hiç değilse oradan bilmesiniz.
Mel Gibson'ın Komplo Teorisi filminde saplantıyla okuduğu kitap da oydu. ;)

The Lizard Queen dedi ki...

eda'cim benim de sasirdigim nokta oydu zaten. o gun okan'in programinda kimse bilmiyordu ne yazik ki. herkes birbirinin suratina bakti kitabin adini duydugunda.

Eda dedi ki...

Hollanda'da yaşadığımdan Okan'ı izleyemiyorum pek. Ben de görsem o sahneyi, daha iyi anlarmışım yazdıklarını.
Çabuk yanıt için teşekkürler :)

Rumeysa dedi ki...

harika bir düşünce..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...