Şimdi baştan anlaşalım. Vanessa Paradis'yi sevmiyoruz. Bir kere dişleri ayrık, hem kısa, kara kuru bir şey. Sesi de öyle ahım şahım değil. Ne müzikte başarılı ne de beyaz perdede. Güzellik mevzusuna gelince onu tartışmayacağım bile. Kıskançlık falan değil, gerçekten düşüncelerimi söylüyorum. Yoksa vakti zamanında Lenny Kravitz ile gönül eğlendirmesinin, ardından Johnny Depp'i tamamen kapatıp üstüne de peş peşe çocuk yapmasının, St. Tropez gibi bir yerde yaşamasının, Chanel'e durup durup modellik yapmasının, Karl Lagerfeld'in son gözdesi olarak onu seçip habire fotoğraflamasının bunlarla hiçbir ilgisi yok. Vallahi yok.
Bugün öğrendim ki Lagerfeld ile yine bir araya gelmişler, Madame Figaro için el ele vermişler, bir fotoğraf çekimi gerçekleştirmişler. Üstüne üstlük de konsept olarak Edie Sedgwick ve Andy Warhol'un "The Factory"'sini seçmişler. Vanesssa'yı da benim bayıldığım Eddie haline getirmişler. Yok olacak iş değil, bu kadarını kabul edemeyeceğim. Benzese içim yanmayacak. Hem bu kadın bir de Fransız, dolayısıyla Fransızca da şakıyor. Fransız sevmem ben, Fransızcayı da sevmem, konuşanı ise hiç sevmem, toptan sevmem.
Yok, yok. Vallahi kıskançlık değil, billahi değil.
Madame Figaro Mayıs 2010 "Factory Story"
Fotoğrafçı: Karl Lagerfeld, Model: Vanessa Paradis
Fotolar: Fashion Gone Rouge
Madame Figaro Mayıs 2010 "Factory Story"
Fotoğrafçı: Karl Lagerfeld, Model: Vanessa Paradis
Fotolar: Fashion Gone Rouge
3 yorum:
aynen katiliyorum yukaridakilerin hepsine!! pascal'dan beri bu kadinin bir filminin fragamanini izliyoruz,50 oldu,her seferinde cildiriyorum!!
p.s. cekimin harika oldugunu soylemeden gecemiyecegim ama! karl amca isini biliyor!
ayrık dişliler cidden şanslı oluyor be!
nazil evet cekimi ben de begendim!
mgntwmn, bana da annem hep derdi zaten, sonradan ayirsak disleri, kandirabilir miyiz ki evreni? :))
Yorum Gönder