27 Mart 2010 Cumartesi

Sonunda Ben de Yazdım: Kaan Tangöze-Seçkin Piriler

Kaan Tangöze ve Seçkin Piriler’in evlendiğini öğrendiğimden beri blog blog gezinmekte ve insanların düşüncelerini okumaktayım. Yazılanların altına yorum yazmak da beni kesmeyince oturdum şimdi, bunları yazıyorum.Tutmayın beni, ben de konuşacağım. :)

Şimdi her şey kabullenmekle alakalı aslında. İnsanlar bir imaj yaratıyorlar kendilerine, hayatta bir duruş yaratıyorlar. İster cici kız, ister tü kaka çocuk, ister ağır abi. İnsanlar seni yarattığın bu imajla kabulleniyorlar ve sen bu imaja aykırı bir şey yaptığın zaman da seni oldukça garipsiyorlar. Yoksa yaptığın şey değil garipsedikleri, o yapılanı senin yapman, tüm mesele bu aslında. Tıpkı Sibel Tüzün’ün güzelim saçlarını bir anda kazıyıp da orasına burasına sonradan rahatsızlık duyacağı dövmeler kondurduğunda garipsediğimiz gibi. Tıpkı Britney Spears saçlarını kazıdığında günlerce konuşup eleştirdiğimiz gibi. Courtney Love yapmış olsa haber bile olmayacaktı belki de. O yüzden yıllarca komik karakterleri canlandırmış bir oyuncuyu kötü bir adamı canlandırdığı bir rolde görünce garipsiyoruz da ciddiye almıyoruz çoğu zaman.

Takındığımız bu tavır belki de yanlış. Ama bu insanlar yarattıkları bu illüzyon sayesinde para kazanmıyorlar mı, teknelerini bu yolla yürütmüyorlar mı? Bu illüzyon bozulunca ve onun arkasında bizim gibi sıradan insanlar yattığını fark edince artık o kadar da çekici gelmiyorlar. Tıpkı David Copperfield’i ağzı açık izledikten sonra internette o numaraları nasıl yaptığını ifşa eden videoları görünce “Aman, bu muymuş yani?” dediğimiz gibi.

Seçkin- Kaan evliliği de böyle bir şey işte. Kaan bir rockstardı, kötü çocuktu, sistemin dışındaydı, aykırıydı, biraz da Duman’lıydı falan. N’oldu? İki gün öce bir restoranda, ütülü damatlığıyla, anne, baba ve yakın aile dostları arasında Seçkin Piriler ile, hem de Seçkin Piriler ile evlenmek için o nikah masasına oturduğunda puf diye o illüzyon bozuluverdi, artık o da bendendi, sendendi, ondandı. Kim bilir belki halay bile çekmiştir, hatta halay başı olup o yanık sesiyle “Halay başı vurma vurma yar yar..”ı söylemiştir. Olur mu olur. Seçkin Piriler ile evlendiğine göre onu niye yapmasın, di mi ama?

Ha, ne bekliyorduk? Hiç evlenmemesini mi? Evet. En azından Seçkin Piriler olmamasını mı? Kesinlikle evet. Yanında Guns N’ Roses’ın November Rain videosundaki gibi o efsanevi gelinliğiyle Stephanie Seymour gibi birinin durmasını mı? Evet.

Ama bizdeki sistem bu işte, yarattığın imaj ister rockstar, ister türkücü, ister manken, ister topçu olsun. Günün birinde sen de damatlığınla orada duracaksın. Ya da Morrison’lar, Lennon’lar gibi erken ölüp efsane olacaksın.

Bunlar iyi hoş da Seçkin Piriler gelinliğini giymek ya da giymemek var ya, işte tüm mesele bu aslında.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

gelinlik baya kötü.

Adsız dedi ki...

Guzel yazmissin..
Dogru o da bir insan.. Elin sonunda o da evlenecekti.. Neyse mutlu mesud olsunlarda.. Konserlerine devam etsin, baska birsey istemiyorum.

HalimizDuman Gamze

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...