Şimdi "Bu renk karmaşası da nedir?" diye sorabilirsin. "Ondan da biraz, bundan da biraz koyacağım derken kıvamı tutmamış." diye düşünebilirsin. Eğer defileyi izlemeden önce basın bültenini okumamış olsaydım ben de aynı şeyi düşünebilirdim. Ama anlatmak istediği şeyi ve anlatma şeklini çok sevdim ben. Bu yüzden kıyafetlerden ziyade söylemeye çalıştığı şeyle daha çok ilgilendim bu sefer.
Aslında çıkış noktası Günseli Türkay'ınkine çok benziyor. O vurguyu sert kesimlerle yumuşak kesimleri karıştırarak, Mehtap Elaidi ise zıt renkleri birbiriyle harmanlayarak yapıyor. "Saklambaç" adını verdiği koleksiyonunda aslında her bir renk kadının hayat içerisindeki başka bir rolünü, belki de takındığı başka bir maskesini simgeliyor. Bu kadın ağlayan çocuğunu kucağında susturmaya çalışırken bir kulağı telefonda, çok önemli bir müşterisiyle iş bağlamaya çalışıyor. İşten dönecek kocasına telaşla yemek hazırlamaya çalışan kan ter içindeki kadınla işinde ona buna emirler yağdıran aynı kadın aslında. Yeri geldiğinde kontrol eden ve yeri geldiğinde kontrol edilen... Bunların hepsini tek bir bünyede barındıran aynı kadın olabilir mi? Bütün bu zıt uçlar tek bir insanda toplanabilir mi?
İşte Mehtap Elaidi de bu zıt renkleri hem zıtlıklarını gözümüze sokarcasına ama bir yandan da birbiriyle uydururcasına koleksiyonunda birleştiriyor. Kullandığı müzikler de aynen bu amacı yansıtıyordu. Farklı müzikleri birbiriyle birleştirerek uyumsuz bir uyumluluk yakalamıştı.
Bizler bir bedenin içerisinde birçok kişi taşıyoruz. Peki aslında hangisiyiz, biliyor muyuz?
1 yorum:
itiraf edeyim bu defileden kolay kolay çıkamadım etkisinden kurtulamadım hala olsa da izlesem diyorum penti sponsorluğunda gerçekleşen bu defile sonrasında pentinin renk renk çoraplarını aldım(zaten defile salonundan çıktığım andan itibaren gitsem de şu çoraplardan alsam diye kendi kendimi sıktımm:)) )o kadar neşeli giysilerdi ki :))
ayrıca bir ayakkbıyla biçok tarz yaratılmıştı herkes hayran kaldı ama önce beeen!!!:))
Yorum Gönder